hangi bahara erteledik
gülleri, dikenleri
öldürecek kadar barbar mıydık aşkları
sıcak suyum
sabun ve
ödem yapmış ayağım
ey pusulasız zaman
vurdular beni sırtımdan
kimdi nasıl biriydi
adını bile hatırlamadım
kocaman gözleri
kendilerini özel sanrısına düşüren,
minik çarksız hanfendileri
yalnızlığınızın panik halleriydi.
ısıttı mı tenleri?
buza kesmiş yüreğinizi,
çok gerilerden seyrediyorum
buradayım bu kayalıklarda
sürüden gülüşmeler, şahlanmalar
çingil sesleri geliyor
hiç yağmur yağmıyor
boykot ediyorlar tanrıyı
acılarla sulandık
cehennemde güller açtık
inanılması güç ama
cennette çiçeksiz kaldık
aşinayız biz
kırıldım çabalarımı son kez göstermek isterken
(bu hikayenin sanki bir başı varmış gibi)
varlığının hafifliğinin
- yokluğunla ödendiği diyeti gibi-
yüreğimde yankılansada
yaşlı seyyahların ayak sesleri
seviyorum bu hayatı
seviyorum nefes almayı
tenimi örneğin
seviyorum
bak eteğinden düşen pıhtı
çarpıyor hayatı nefese
nasır tutmuş
ayağının serçe parmağı
küldibinde doğurmak
reva mıydı kır çiçeğini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!