AĞLAMA
Aramıza ördüğün duvara resmini astım;
Baktıkça nefrete dönüştü aşk,
Ama bir gram eksilmedi.
Gittiğin yerde bir gün rastlarsan ona,
İyi de...
Dağılmadı, kendini bırakmadı,
Hayata küsmedi de.
Hissizliği yüzünden okunmasın diye;
Manasız gülüşler atmıyor kimseye de.
Ayrılık ne garip şey
Huyunu suyunu, kokusunu
Yüzünün her ayrıntısını biliyorsun,
Bilmemezlikten geliyorsun.
Görüyorsun, görmemezlikten geliyorsun.
Özlüyorsun arayamıyorsun.
Sabahın beş buçuğu.
Gün aydı ama ben hâlâ karanlığım.
Vedasız gidişlerinden yorgunum artık.
Bir seviyor, bir sevmiyorsun.
Oyuna çevirdin aşkı.
Uyandığında, susuz bırakan rüyalar gibi
Ömrümü sensiz bırakma.
Sen gelecektin,
Ben hiç konuşmasam bile,
Sen hepsini anlayacaktın.
Kimin hakkında ne tahmin ettiysen hep yanılmışsın
Giderken,
Arkasına bakıp gülümseyen de olmuş,
Gözlerinin içine bakarak
Urganı boynuna geçiren de...
Taşınıyorum bu ay
Yanıma biraz sen aldım
Beraber gittiğimiz yerdekiler arkadaşım oldu artık,
Onlarla da vedalaştık
Sen bitti san...
Her göz yaşı farklı düşer yere;
Kimi zaman, yaş gelmez gözlerden
Yakının ameliyat masasında kalmıştır.
Önünde soğuk, cansız bedeni
Bütün tanıdık, tanımadık kim varsa taziyeye gelmiştir,
Tek tek giderler sonra.
Gidiyorum...
Yolum nereye çıkar bilmiyorum.
Tıka basa doldurduğum bavulum:
Çokça bedel içerir, bir de küçük bir umut.
Uzaklaşıyorum...
Sen, hayatın bana yaptığı
Gülmediğim bi şakasın.
Şu koskoca şehrin;
Hiç geçmediğin sokağıyım ben.
Olmadığını bildiğim yollarda,
Her adımımda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!