Buralara yabancı olmakla başladı İstanbul
Geçkin bir haylazlık payladı beni kendime
Bin söz bir marifetle bulabildi her anı
En geç sabahlarmış gelen tüm geceler ardından
Adımlar göz temasında yüzyıldır nakış nakış
Kelaynak gezinir yalpaladığım ilk günler
Bol sendeleyen ilk aşklarla tüm günler Beyoğlu - İstiklal
Tümsek yolların durakları gelir de geçer
Yol bilmezliğim çok oldu
Kaybolduğum zamanlar.
Sahilden vapurlar telli duvaklı gelin
Bir simit on martı gün telaşında buluşur
Halinden anlayan denizler kadar mavi
Bir sadakat timsalidir karşıda bekleyen Eminönü
Yol yokuş, hayat mazbut pazarında ey Tahtakale
Nereden kaçtıysam bir parça ekmek kavgası senden
Unkapanı sesler meydanı, Süleymaniye bayram sabahı
Her geçmiş bulur burada, kaybettiği her anı
Hınçla öfkenin kardeşliğinde tutulur yelkovanlar akrepler
Beyazıt bölünür seslerden mitinglerden
Bir düşün hazırlığına başlar bin parçadan bulutlar
Gök mavisine düşkün, Laleli esnafına derken
Mahreminde kavruldu desem yine de tarihtesin
Aksaray tezgâhında kime sorsan; bil ki Fatih’tesin
Mehtabından saklanmış kadar yürüdüm, ay bana benzedi
Kış vakti her yerinde yalınayak ve ıslak
Yedi Tepen gizemiyle halleşince kimlere gitsek diye
Çamlıca’n göz kırpıp korular sırnaşınca
El açar bin dua, el açar Yuşa Tepesi
Buralar içgüveysi, buralar mevsim hepsi
Topkapı’n şaha kalkmış kem geceler ucunda
Göz hakkın boğazdadır tam da ben bakmışken
Aşina çehreler çifte çifte gezinir
Bu yol Beşiktaş niyetine, ötekinden vazgeçtim.
Geceler, mor halkalarla ipten alınmış sisten gölgelik.
Bu kadar insan, tek Sultanahmet kaç ramazan eder
Boğazlar, hisarlar sahil boyu yalılar
İşler güçler içinden çıkılmaz en güçler
Salı pazarına salınan kadınlar, Kadıköylüler
El verene can veren alt geçitler
Koşa koşa varamadığımız duraklar, İ.E.E.T ’ler, akbiller
Kırık camlardan büyüdüm ey hayaller, gelgitler
Oturup ağladım bak geceler, gündüzler
Bak sonunda en güzelim günler.
- II -
Kız, arpacık delikanlısına kaçmış gibiyken
Karaköy bildi dar sokak gezintilerimi vazife
Döndü seyrine baktı Galata, en keyfinden hayat nerde?
Sarayburnu en gencini sahilde ağırladı, eksik olunca bela
Yaşmaklı, entarili kızlarında duvaklar hadsiz hesapsız
Bu sıradan geçtim Ortaköy, Bebek gözlerime bak ansız.
Saklıysa ortaya çıksın surlarından dökülen her bir hengâme
Kalabalıklar tez koşar ölüm yokken sahnede
Kimbilir acılarını bekleyenin söylediği bahane
Anlatıldı, anlatılıyor kim demiş bunlar hikâye
Mihrimah’ta bir gün beklesen ne çıkar demiştin
Ne çıkar ki bir teklif aldıysam
Ve de kabul ki; Feth-i Paşa buluşması vaktiylen
Hırkasız derviş gibi Sultantepe geçişimde
Sözler ardında kelepir bakışlarla bahse girsem
Patavatsız çingene ağzına zor bela ve mütemadiyen
Üç kuruşa beş köfte ben karşıya gelemem.
Bu gökyüzü maviyken mayıslar işbilir
Lalesinde gözü olanın erguvan tepesinde gezinir
Mezarlarına yazdan geçmiş bir ömür sığar mıdır?
Uzasam buhurdan kaçsam bulanıklığından
Dörtte tarafa bir yandan Üsküdar salsam
Kız kulesinden savrulmuş geçmişe
Boğazdan, yardan son rekat bakışlardan
Tutam tutam rüyada, korktum yeni başlamaktan.
İşlek caddelerinde Ümraniye seni uzaklar bildim
Dudullu tependen, Sarıgazi cepten üç dakikalık resim
Öğrenci evlerinde kısa dönem yerim, yurdum; evim,menemenim
Sabah geç kalktım, 14 B dolu geldi işte mazeretim.
Bir uçtan bir uca görsem de kıymetin semtindir
Nazara gelen baharlardan kışların ezelden kekemedir.
Kim vurduya gidenin melekesi serdedir.
Manaya manasız de; içim olsun tir tir.
Numaran yok bende bekleme vaktim geçti.
İsimsizdi 5 yıl, dolananlar gençliğe sığmayan hevesti.
Bana sorarak verdiğin her sırra bir kefen yetti.
Mısralar, dizeler tez yakılmış defterler
Size uğramadan, İstanbul bana bir ömür geçti.
MEHMET YÜZÜCÜ
Efkan YasirKayıt Tarihi : 13.4.2006 11:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Efkan Yasir](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/13/yasarayak-istanbul.jpg)
Erdalş GİŞİ
TÜM YORUMLAR (3)