Her gün bir bomba patlıyor Irak’ta,
Zalimler zulmü katlıyor Irak’ta,
Gör; mazlumlar vuruluyor Irak’ta,
Oluk oluk kan akıyor Irak’ta.
İnsanların düşmanı insan olmuş,
Kirli bir savaştır, görünmez sonu;
Savaş; mazlumu, mağduru vuruyor.
Kirli savaşta, barış olmaz konu;
Savaş; mazlumu, mağduru vuruyor.
Dışarıdan, içerden haini var!
Güvercini avlayan şahini var,
Baykuş gibi ötegen kâhini var,
Savaş; mazlumu, mağduru vuruyor.
Kimini nöbette, kimini gurbette;
Kimini evde, kimini seyhatte,
Masum canı alıyor memlekette,
Savaş; mazlumu, mağduru vuruyor.
Karanlıklar karardıkça ağarır,
Kötü kendi ecelini çağırır,
Hak: sonunda haklı, haksız ayırır.
Savaş; mazlumu, mağduru vuruyor.
Artık yurtta güzel barış kurulsun,
Barışımızı bozanlar kahrolsun!
Ölsek de kalsak da vatan sağ olsun!
Savaş; mazlumu, mağduru vuruyor.
Yaşar Yaman
Dinle, ağlatan Kerbela’yı!
Kararttı Güneş Ve Ay’ı,
Ağlattı, inletti Dünya’yı,
Titretti tüm arşı alayı!
Cennetliklere hep kıydılar,
Gördüm düşümde şad oldum ben,
Ey, kutlu kişi nur saçtın sen!
Görünüşün, halin çok hoştu,
Sana baktıkça gönlüm coştu.
Bir abide gibi vakurdun,
Mübarek ışık saçan nurdun.
Konuşman güzel nasihatti,
Her halin bana ibretti.
Kureyş’in gözbebeğiydin,
Ümmetin gülü, seyidiydin.
Acı, keder çekti çöllere,
Öksüzce düştün yad ellere.
Zalimler, her zaman gaddardır;
Gaddarlar her yerde hunhardır!
Bunlar kan emen vampirdirler,
Zulüm, hilede mahirdirler.
Göstermediler hiç merhamet,
Koptu Kerbela’da kıyamet!
Kahramanca oldunuz şehit,
Yer, gök ağladı; oldu şahit.
Soldu Nebi’nin gül reyhanı,
Acısı inletti cihanı.
Çıkmaz acın yanan gönüllerden,
Yâdın düşmez ak pak dillerinden.
Sen şefaat eyle mahşerde.
Büyük kurtuluştur her derde.
Cennet’te gençler efendisi.
Gerçek cevherin kendisi.
Ey, şehidi ekber Kerbela!
Hasret size cenneti ala.
Yaşar Yaman
İlmin kapısı Ali,
Gir ordan, olma deli;
Hiç yutmaz küfür seli,
Korur Ali, nur veli.
Ali yüce demektir,
Yücelere gitmektir,
Tuğu arşa dikmektir.
O,Hayber’i alandır,
Hak indinde aslandır,
Ümmete kahramandır,
Bir mülk eder saç teli.
İki gülün babası,
Fatma güller anası,
Üstte Nebi abası,
Hepsi cennet müjdeli.
Yaşar Yaman
Sert rüzgârlar eserken dağda, belde;
Kapanmış ufuklar, karanlık gece;
Mehmetçik nöbet tutuyor, silah elde;
Gören, duyan hayran bundaki güce.
Acı rüzgârlar eser, gece nöbette;
Tarih, savaşlarla dolu.
Ey, Allahın güzel kulu!
Bul artık, savaşsız yolu.
Savaş, derde deva değil!
Yersiz savaş, bir cinayet,
Bilemedik dünü, bugünü, yarını;
Ya Rab, kalbimizle baş başa koyma!
Gördük hep bu dünyanın zararını,
Ya Rab, nefsimizle baş başa koyma!
‘Ol,’ diyerek yarattın bütün varı,
Güller açtı bahçemizde,
Hoş geldin güzel ilkbahar!
Hissedildin tenimizde,
Hoş geldin güzel ilkbahar!
Bahar, mevsimler sultanı,
Devrimler oldu tarihte sayısız,
Kimisi öldü, kimisi yaşıyor;
İnsanoğluna saygılı, saygısız;
Kimi devrimler sınırları yaşıyor.
Devrim var; çocuklarına acımaz,
Hak benim der de kimseyi dinlemez,
Kendine de ellere de yaramaz!
Böyle devrimlere herkes şaşıyor!
Başa geçenler, oluyor firavun;
Çaldırıyor daim kendi davulun,
Yarasına em olmuyor bir kulun,
Zulümden zulüme keyifle koşuyor!
Devrimler, haksızları devirmeli;
İyilikleri bir araya devşirmeli,
Garipler, yoksullar düşünmeli;
Haklı devrim asırları aşıyor.
Yaman devrimler insancıl olmalı,
Mazluma umut, zalime korku salmalı;
Haklı haksızdan hakkın almalı,
Güzel devrimler gönül okşuyor!
Yaşar Yaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!