Fırtınalar kopar gönlümde, sevdalım.
Estirirde var gücüyle hüsranını,
Gül bahçemde.
Boş kalır yerin...
Sonra yakıştırırlar
Olanca kötü adları
Hep düşündüm keloğlan’ın babasını
Neden bahsetmezler ondan?
Öldü mü,
Yoksa terk mi etti
Keloğlan’la anasını?
Durma haydi
Bırak da git beni
Sensizliğe keman çaldığım
Hüzünlü bir melodidir ağladığım
Gülüşüne yaptığım bestelerime
Arkandan haykırdığım sesi
sen; bir çobanyıldızı gibi parlak
duru göller gibi saf ve berrak
bense:
esaretten kopmuş, geliyorum sana
bütün yoksulluğumla
çırılçıplak
Gece, hafif-hafif atıştırmaktaydı kar
Gece yarısından sonra,
____bir tipi
________bir tipi
____________sabaha kadar
________________durmak
Bak ışık göründü.
Çıkmak üzereyiz,
Bu karanlık tüneli.
Haydi gül...
Karaburun, 14 şubat 1994
Bir sevda olur ki yürek dolusu
İşte böyle bir sır ile doldum ben
Arayıp durdum aşkı yıllar boyu
Sonunda kendi gönlümde buldum ben
Yaşamak istedim bitmez haz ile
Gel iki gözüm, gel
Varlığının esiri olmuşum
Yokluğunla sararmışım,
Solmuşum
Bak; yine sarhoşum
İşte tam zamanı
Yüreğimde açan da sensin
Hazanla solan da sen
Beni yokluğuna gark eden
Varlığınla dolan da sen
Gece ayazların estiği
yüreğim bir meçhule giderken
gözlerim seni aramış olsa gerek
görmeseydi gözlerim gülüm
kahrından çatlardı bu yürek
Bartın, 27 Mayıs 2000
slm eski dost seni asla unutmayacak biri yazıyo sana yin aynı rumuzla nasıl özledim bilsen
seni