Yaşamak ölmek içindir,
Kanlı ellerin nasırlı halleri dokunur ilk tenine yaşlı gözlerinde dünya kederi,
Şaşkınlığın ilk çırpınışları ipek bedeninden esnek kemiklerine koyulur
Duyamaz kimseler içinde patlayan yanardağın lavlarının yaktığı yüreğinin sesini
Cennetten kovulan Âdem’in o derin ızdırabı melek yüzlü çocuğa ayan olur
Çırpınır çaresiz kurtulmak için düştüğü ilk günahkâr ellerin leş suretinden
Medet umar kırk ikindi yağmurlarıyla gelen rahmetin serinliğinden
Ve düşer yüreğine ilk dünya ateşinin meyvelerinden bir zakkum
Gözlerinde annesinin göğsünden yudumlayacağı sütten bir hırs, Ya Kayyum.
İlk kundağı anne kokusuyla harmanlanmış beyaz bir kefen,
Yaşlı bir adamın son anlarındaki o çaresiz bebek halleri zamana yenilen.
Sessiz çığlıkların sureti, ağızdan taşan o ölüme aşık köpükler,
Gözlerinde bir şaşkınlık, dilinde bir mırıltı, çaresiz kelimesiz sözlükler.
Mezarcı Ahmet efendiden bir beşik hayal etsin istemişler.
Görmeyen gözleriyle bir ölüyü defnederken o tabutun ağacını beğenmişler.
Sinmeden ölüm kokusunu, toprağı gül suyu ile beslemişler.
Kefene ilk nakışı, yeni doğanın ölümün anısına nakş etmişler.
Ahmet Cemil Atay
Kayıt Tarihi : 12.10.2011 13:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!