"Kapına sensizliğimi bırakıyorum, hiç yaşanmamış bir hikayenin son kapak sayfası, ne geç kalmışlık var ne erken gelmişlik dünyaya... Biliriz ki; hiç yarım çiçek yoktur, yarım gün doğumu ve mütareke edilmiş bir migren ağrısı... Hiçbir acı tamamlansın diye ortaya bırakılmaz zaten... Ne sen üzerine alın ne de ben derdimi bölüşecek birisi var diye boşuna bekleyeyim...."
Birilerinin bahşettiği değil; benim sofraya koyduğum yoksulluktur yaşamak!
Ne kelimelerle anlatabilirsiniz ne de kitaplarda yazıldığı gibidir yaşamak.
Fakir bir çocuğun yırtık lastik pabucunun arasından giren donduran soğuk
Gözlerinden yaş olup akan ince damlalarıyla umutsuzluk
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yaşamak
Ne kelimelerle anlatabilirsiniz ne de kitaplarda yazıldığı gibidir yaşamak.
Fakir bir çocuğun yırtık lastik pabucunun arasından giren donduran soğuk
Gözlerinden yaş olup akan ince damlalarıyla umutsuzluk
Ellerini ısıtmak için üflediği buhar
Tekme atılan teneke kutunun sesiyle duyulan kalabalık mutluluk...
Uçuk kaçık bir genç kız
Dantelini bir kenara itip saatlerce penceresinden bakan
O sonsuzluk gibi gelen yollara
Hayalleriyle rengarenk süslü kaldırımlar yapan
Dönüp yüreğine yeniden hüzünle dolan...
Kimsenin adını bilmediği küçük bir kır çiçeği
İlkbahar geldiğinde uyanan ve sevgiyle sımsıkı hayata tutunan
Yeryüzünün en uzak köşesinde unutulmuş, itilmiş olduğunun sanan
Umduğunu bulamadan kuruyup, sonsuzluğa doğru rüzgarla savrulan...
Küçük bir kalp atışı; heyecanlı olduğunda,
Kanatlanıp pır pır uçup giden uzaklara
Rüyasını bile göremediği o inanılmaz dünyalara
Duran bir gün ansızın, sevgisi solduğunda...
Ne kelimelerle anlatabilirsiniz, ne de kitaplarda yazıldığı gibidir yaşamak
Çınar Ağacının en tepesine yuva yapmış bir Ağaçkakan
Hani yumuşak tüyleriyle iki minik yavru, aç aç gözlerinize bakan
Adını koyamadığımız bir duygu
Yüreğimizden gelip te dudaklarımızdan akmayan,
Tuhaf bir iç sıkıntısı; sebepsizce gün ışığını karartan
Ya da hüzün; kesif dumanlarıyla ciğerlerimizi ölesiye yakan...
Dudaklarınıza dokunduğunda cenneti anımsatan duygusuyla, bir yudum su
Yıllar sonra karşılaşılan eski bir sevgili
Özlem ile gözlerinize bakan minik bir bebek
Geceleyin aniden çalan bir telefon
Farkında olmadan altında kaldığın o 'Ahmak Islatan'
Terk edilmek bir akşam üstü, daha güneş batmadan
Ardında bırakmak doyasıya nefes alıp kokladığını
Uzunca bir buse bile almadan...
Yalnızlık; gecenin bir yarısında uykunuzdan uyandıracak kadar
Sensizlik, bensizlik, kimsesizlik; rüyalarınızı solduracak kadar
Adını hiç bilmediğiniz hüzünlü bir şarkı
Sessizliğin sesi
Gülümseme; yürekteki sevgiyi gözlere yansıtan
Rüzgar; derin hıçkırıklarla boğulmuş gibi amansız esen
Yağmur; günahların üzerine delice yağan
Sevgi; serçe parmağını tutacak kadar yakın olduğun
Sımsıcak bir kucaklama; yüzyıllar öncesinden gelen o tanıdıklık hissiyle
Sen, Ben, O veya Biz
Fırlattığın büyülü bir bakış ile,
Sonsuzluğun öteki ucuna yapılan kaçamak...
Ne kelimelerle anlatabilirim, ne de yazdıklarımdır yaşamak...
Necat Necdet Demircan
*******
Çok çok güzellll . her biri dizesinden bir dolu kelimeler yerleştirdim yüreğime .
bu belki üç yada dördüncü okuyuşum zamanım olsa birkaç kez daha okurum .
Zaten çok kalemine güvendiğim şairimsin böyle şiirlerini görünce beğeni ile okuyorum .. Teşekkürler ..
Yüreğin kutluyorum ..
Yeni şiirlerinde yeninde görüşebilmek dileği ile .
Selam ve sevgiler duyarlı yüreğine .
tam puna+ant
Nefes almak değildir yaşamak, yüreğin sesiyle dokunmaktır an/a...
BAŞTAN SONA DÜŞÜNDÜRÜCÜ VE ÖĞRETİCİ YANLARIYLA AYAKTA ALKIŞLANACAK MÜKEMMEL BİR ŞİİR. TEBRİKLERİM SONSUZ...
Siz anlatamazsanız kim anlatır Sayın Usta! Budur işte 'yaşamak'!
Sizin gibi anlatabilsem bende şair olurdum :))) bir şiir bu kadar güzel anlatabilir hayatı!!!
Yaşamı anlatmamışsınız nakış gibi işlemişsiniz,kilim gibi dokumuşsunuz sonrada benim anlattığım değil demişsiniz.....Daha neki.....? Derin bir anlatımınız var kelimelerle oynuyorsunuz.....Muhteşem bir şiir hemde çok güzelll....
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta