Bütün düşlerimin, bütün sessizliklerimin hayalsizliklerinde
Sana en çok yüreğimdeki yorgun adamı, sevdayı sundum
Her sevda dağınık kalkar yatağından, toplamaz yer yatağını
Yarınsızlığımın kilometrelerinde yalnızım, yokum artık…
Gönlümdeki bütün alemlerin satır aralarına sıkıştırdım seni kadeh kadeh. Raksınla yuvarlandım, sevdanla havalandım, tefinle şenlendim. Öyle bir alemdeydim ki sensiz, ne yenilendim, ne efelendim. Alkoller bile yetmedi seni anlatmaya gülüm, ben tanrıdan hiç bilinmemiş, hiç söylenmemiş kainat ötesi, yıldız öfkesi sözler dilendim. Bu gece beni son kez düşün ve son kez yargıla sevdam, yarınım yok, yarınım kayıp artık.
Bütün pençelerimi yüreğime vuruyorum şimdi. Bakışlarımızın sönük kaldığı aynaları yapayalnızlığımıza bohçalıyorum. Yüzümün kızarmışlıklarında kendimizi inkar etmelerimiz olurdu kimi, içimizdeki “sebepsiz ölümler” de, kendimizin içinde binlerce dünyaya dalıp, binbir rüya görmüşüz. Keşke, ‘bitmese’ dediğimiz her aşkta biz en çok birbirimize yakıştığımızı bilmemişiz.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
insan kendi yarını kendi hazırlar be hocam. hayat haylaz bir sevdadır bazen. engel olamazsın ama gün gelir oda uslanır. yüreğine sağlık dostum
Sözcük fırtınası yaman esmiş.
İnsanı düşündürüyor.
Etkileyici.
Her yorulmuşluğun satır aralarında bir bağ bozumu istiflenir dillerden dökülen dualarla. Göz vanalarını açınca insan kimi zehir kusar, kimi yüreğinin isyanlarını akıtır kıraç topraklara. Yağmur karışmadan da bu göz yaşı sularına acılar dinlenmez, denizlere karışmaz.
Büyük bir tutku, ışıksız dönen bir güneş gibi en iyi yorum, en iyi temenni belki de Yorgun Şövalye'nin, yaralı şövalyenin bu satırlarda kendini ve sevdasını görmesi.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta