Bugün 24 Kasım, yine aynı süslü sözler sokaklarda
Gazetelerde aynı manşetler, televizyonlarda aynı göstermelik görüntüler
Bir çiçeğe kanmış öğretmen,
Bir ekmekle yetinmiş öğretmen
Seyret de inan, oku da kan
Öğretmenlik buysa eğer, ben öğretmen değilim
Ben size başka bir şey anlatayım, dayanırsa gücünüz bitmesine sözümün
Sıcak yatağınızdan kalkıp kaç çocuk uyandırdınız cahillik uykusundan
Kaç çocuğun evini biliyorsunuz mahallenizde yaşayan
Kaçını gördünüz rüyanızda ağlarken,
Ve koşup sarıldınız erkenden, kendi çocuğunuza sarılıyormuşcasına
Kaç umuda ümit oldunuz, kaç çocuk gözyaşını sildiniz
Kaç türküyü bilirsiniz yazılmış, kaç şiirin ilk sözüsünüz
Sonra öğretmenlik kutsal diyecek, bir günde geçiştireceksiniz
Çocuklar çiçek, çocuklar gelecek derken birileri
Kaç çiçeği gelecek ettiniz siz, ya da kaç çiçek açtırdınız mahallenizde
Benim işim bu arkadaş
Fasılları geçin artık türkü bitmekte
Sen uyurken ülkende birileri bir şeyleri değiştirmekte
Sonra öğretmene bir gün vereceksin, diğer günler yereceksin
Öğretmenliği anlat diyorlar,
Hangi duyguyla anlatayım sana,
Ben diyeyim ki öğretmenlik başka bir şey
Emek ister, sevgi ister, zaman ister
Sen duymadıktan sonra, anlamadıktan sonra neyi anlatayım
Ama Ahmet öğretmen bilir benim dediğimi
Kırk kömürü nasıl pırlanta ettiğini
Ayşe öğretmen de bilir,Diyarbakır’ın köyünde bıraktığı gençliğini
Ya da Mehmet hocaya sor, nasıl vurmuşlardı arkadaşlarını teröristler
Koca Türk bayrağını dikti diye okulun önüne
Hangisini anlatsam ki size, geçmedikten sonra sahnenin önüne
Öğretmenim derdi ki, koca bir tiyatroda başrol oyunudur öğretmenlik
Hayatın boyunca sana verilen paha biçilmez görevi ifa etmek için
Hiçbir mazeret göstermeden oynayacaksın
Her oyun bittiğinde, hiç bitmemiş gibi yeniden başlayacaksın
Bir başka pencereden bakalım gelin isterseniz
Annesi sevmeyecek sen seveceksin çocuğu,
Babası dinlemeyecek sen dinleyeceksin
Cebinde yoksa cebine koyacaksın, elinde yoksa eline vereceksin nimeti
Ama göze alacaksın kapı çıkışında sana sıkılacak kurşunu
Göğüs gereceksin, tacirine, tüccarına
Telefonun hiç susmayacak, 'anası değilsin sen onların' diyecek
'Babası değilsin sana ne? düş yakalarından' diyecek
Sen inadına çabalayacaksın, kendi evladını korurcasına
Gazeteler manşete taşırken aslı astarı olmayan öğretmen haberlerini
Vururken kahpece yumruğunu öğretmenlik mesleğinin alnına
Alkollü araç kullanmış öğretmen,
Dolandırıcı çıkmış öğretmen
Sahtekarmış öğretmen,
Şuymuş buymuş diyecek 364 gün
Gelecek bana 1 gün, diyecek kutsaldır öğretmen
Televizyonlarda öğretecekler çocuklarıma bin türlü yalanı
Abuk sabuk tiplemelerle gösterecek öğretmeni
Sahtekar olacak müdür, yalancı olacak öğretmen dizinde
364 gün söveceksin öğretmene, geleceksin 1 gün
Diyeceksin ki; öğretmenlerimiz kutsal, şimdi seyredecek miyiz seni
Ben öğretmenim arkadaş
Bunca yalanın dolanın arasında
Doğru adına ne varsa, öğretmek görevim
Evde aynı, okulda aynı olmak
Hiç tanımadığım onları, yüzleri, binleri evladımcasına sevmek
Yetiştirmek aziz memleketimin geleceğini
Anılmak, tanınmak, bilinmek, görülmek değil gayem
1 gün mutsuz olmaya razıyım,
364 gün mutlu olsun diye evladım
Bırakın artık yarın 25 kasım
Kayıt Tarihi : 16.11.2008 22:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yorum bekliyorum
salim erben
TÜM YORUMLAR (4)