Yarıdan Başlayan Şiir Perde II

Baha Öztop
28

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Yarıdan Başlayan Şiir Perde II

(Gördük ki okur girmedi, o halde aşçıbaşı sahnenin solundan girer ve -rütbesi sökülmüş kaç gezegeni olur insanın Plüton dan başka? - Der.)

Hayattan piyade bir veremli sanki sakalına hiç asfalt
Kaç megafon hırıldar mütemadiyen bulaşmamış gibi göğsüne
Al bu ölümü zimmetine geçir!
Al bu ölümü zimmetine geçir!
Der fosiline iddiaya girip kaybetmeden hep
Önce.

Ve yine sanki bakışlı şaşı baykuş gibi sürprizlere aşinadır
Bedenine geviş getirten evrakları tasmasız taşır.
Üçüncü sanki ise bambaşka tuhaflıklarla doludur
Burada ünlem işareti tereddüte nokta olur

İşte mekansızlıktan hicretlenirken algının yangın kapısı
Hem demlenip koyulaşır süt teni kardeşinin
Hem yarım yamalak ağzından taşar irkilirken
Akla ilk gelen besmele gibi
Amin.

Dedik kabul görsün buralarda volta atan Cebrail
Bir Cebrail düşleyin sinirli ve gergin elinde salladığı tespih
Sirozu kıskandıran bir hastalıkla anlaşabilirdim
Anlaşılabilirim kaygısıyla aksak ritm caz
Sıratına bahse girerim der gibiyken üstelik
Kısmen hicaz
Kısmen hicaz.

Baha Öztop
Kayıt Tarihi : 17.8.2015 23:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara


    DELEUZE VE GUATTARİ : GÖÇEBE DÜŞÜNCE
    Prof. Dr. Müslüm TURAN ın bir yazısından alıntı.


    Deleuze ile Guattari kaos'u içkinlik açısından ele alırlar; kaos onlar
    için bir tutarlılık yokluğu bir ilişki başarısızlığı olarak görülür. Kaos
    genel olarak söylendiğinde, Varlık'ın özsel görünümü olarak ortaya çıkar;
    belirsizlik değildir birbiriyle ilişkiye girerek kristalleşemeyen arzu
    tohumlarını saklayan bir depo, geleceğin muazzam bir belleğidir. Öteki
    fikirlerle ilişki kurarak bir tutarlılık kazanamadan önce fikirler, ortaya
    çıkarlar, kendilerini taslaklar halinde ortaya koyarlar ve ortadan
    kaybolurlar.2
    Spinozacı bir bakışla kaos'un denizinde ne bir başlangıç
    felsefesi, ne de bir başlangıç noktası vardır.3 Gerçekten de kaos'u
    belirsizlik belirlemez; kaos'u niteleyen onu belirleyen şeylerin
    belirlenemezliğidir.4 Zira “kaos düzensizliğinden çok kendisinde
    başlayan her türlü formun dağılıp gittiği sonsuz hızla tanımlanır. Bir
    hiçlik değil, ama bir gizil olan, tutarlılığı ve gönderimi olmaksızın, aynı
    anda, ortadan kalkmak üzere ortaya çıkan, olabilecek bütün parçacıkları
    içeren ve olabilecek bütün formları çeken bir boşluktur. Bu sonsuz bir
    doğuş ve eriyiş hızıdır.”5
    İçkinlik ise bir tür düzendir, kaos içinde kaos'a karşı yerleştirilmişoluşturulmasına karşılık düşer.6 Ama bu yeniden başlamak, seçmek,
    sınıflandırmak, ayrıcalıklı noktalar ya da dayanaklar oluşturmak anlamına
    gelmez; Varlık‟ı tüm boyutlarıyla bir yaratım ufku, bir özgürleşme
    olanağı olarak varsaymak demektir.
    7 O halde bilme edimi, yaratma
    edimine denk düşer- Doğa ve sanat, varlık ve düşünce karmaşıklığın
    ortaya çıkışında bir araya gelirler. Filozof-sanatçı, bir hakikat yaratıcısına
    dönüşür: “Yeni‟nin yaratılmasından başka hakikat yoktur: yaratıcılık,
    beliriş.”
    8 Bir öz dünyanın bir doğuşudur ve “üslup bu sürekli ve kırık
    doğuştur, özlere uygun tözlerde yeniden ele geçirilen doğuştur, nesnelerin
    başkalaşımı haline gelen doğuştur.”9 Oluş dünyası bir akım ve çokluk
    dünyasıdır, fakat aynı zamanda bir rastlantı ve kaos dünyasıdır ve ebedi
    dönüşün olumlanması, oluşun bu yönüyle de ilgilidir.10 Ancak özü mutlak
    ve nihai fark olarak nitelemekle Deleuze, “yalnızca özlerin birbirinden
    farklı olduğunu değil, aynı zamanda her bir özün, kendisini farklılaştıran
    “mutlak içsel fark” olduğunu da ifade eder.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Mim

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Baha Öztop