Yorulmuş bir diyardan geliyorum gülizar
Üşüyen tarihimle, sırlarımla sar beni
Benim topraklarımda ağıt yakardı rüzgar
Kurak düşmüş yürekler üşütüyor yar beni
Ben gülerken nefessiz kalıyorum gülizar
Bari sen anla beni, anlamaz ağyar beni
Bir gün yola düşersem, elleme, tutma beni
Tozlu raflar içinde bir gün unutma beni
Susuzluktan çatlamış dudakların hatrına
Gönlümdeki zembilden kırık su testisine
Yar dudağına değmiş bardakların hatrına
Gecelerin ruhuna kandillerin isine
Tarlada çürütülmüş başakların hatrına
Bir yudum su gülizar, yandı dil, yandı sine!
Gelsin dizinde ölüm, yabana atma beni
Yar koynunda ölenle n'olur bir tutma beni!
Izbe köşelerinde kaybettim sokakların
Henüz ana rahmine düşmemiş masumluğu
Simsiyah leke gibi sayısız durakların
Sancısını göğsümde taşıyorken ben çoğu
Çizgisini kaybettim ufukta imsakların
Kalplerin can havlinde, gözlerin uyuduğu...
Üşüyorum, sen yokken buldu bu sıtma beni
Korkuyorum ölmekten yoksan, uyutma beni
Avluya terkedilmiş yetim çocukluğumun
Nişanesi gibidir yüzümdeki çizgiler
Hurafeler içinde yaklaşan bir doğumun
Sancıları artarken gün ışıdı bir seher
Sonsuzluğu adımlar iken yolculuğumun
Başında nefesimi kesiyorlarmış meğer
Sokuldum yamacına kalbinle itme beni
Tamamlayamasan da n'olur eksiltme beni
Bari sen anla beni, anlamaz ağyar beni
Ben gülerken nefessiz kalıyorum gülizar
Kurak düşmüş yürekler üşütüyor yar beni
Benim topraklarımda ağıt yakardı rüzgar
Üşüyen tarihimle, sırlarımla sar beni
Yorulmuş bir diyardan geliyorum gülizar
Kayıt Tarihi : 8.6.2024 18:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!