(sadece aykırı bir çiçektin, zehirli sarmaşık değil, tutunduğun o dikenli tellerde)
/içini yarınlarımla doldurduğum ve sarılıp öptüğüm
dilinin çatalını hissedinceye kadar dilimin üzerinde
tek kalemdi cazibe, önümden akışını zehir gibi süzdüğüm
bir yılanın göz alıcı derisinde../
tatminsiz alkışlar kadar yalandı, karakalemimin çizdiği hayalet resimlerim
son yudum şarap da bitince kadehimde, yıkılıp gitti güzel sanat heykellerim
şansıma matematik düşecekti artık, ilk adımımla beraber hayat yollarında
terazi kefelerinde dolaşıp duracaktım, bir o yana bir bu yana, denge adına
….. ilk kovboyları bunun için sevmiştim, Kızılderililer kadar.
ve lakin
göçmenler önce ev sahiplerini vuracaklardı, namlu soğuğu ile iki kaş arasından
ardından atom şiddetli bir patlama gelecekti, o zaman uyanacaktım uykumdan..
dengeler bir daha asla düzelemeyecek kadar, temelinden bozulacaktı
megatonların ayaklarında ise, yılan derisi ayakkabılar olacaktı.
**
(çocukluğunda ne çok severdin, yakandaki kırmızı ruj izini, evcilik oyunlarında)
/seviştiğim en son kadından sonra gelerek birdenbire
ilk aşkım girer koynuma heyecanla, ne garip olur içim
taşlarım mayasından çürür zamansız, zaman değirmeninde
ağıt olur öğütülürken hücrelerim../
en sevdiğim elbisen, yakası açık düğmen olmuştu, kuytu kaçamaklarımda
teşrifat ışıkları, kor ateşimi söndüremeyeceklerdi, seninle yangınlarımda
ve depremler daima beni sallarken, sen yalın bir anıt gibi öyle duracaktın
çünkü nikahlıydık gülümsemeye canımın içi, ağlarsan da yalan ağlayacaktın
….. gözyaşlarını bunun için sevmemiştim, ihanetler kadar.
ama,
aykırı çiçekler gün gelip koparılsalar da köklerinden, sarıldıkları dikenli tellerden gene doğacak bilirim bir yılanın gözdeliğinden, aylar-yıllar geçse de üzerinden..
sevda dediğim en davetkar ilacıdır, bütün acı reçetelerin
uymazsa bünyeme uymaz, çözümsüz tarafıdır bilmecelerimin.
**
/açık deniz raporu: her ölüm, kaptanın kendi gemisini en son terk etmesidir/
/hayal ve sevdalar, bir gün tutarlar ucundan denizimin
ve silkelerler çarşaf gibi, işte o gün anafora döner yılan
yüreğinden çatlamış gemiyi, çeker içine göz alıcı gövdesinin
yazılanlar silinir pruva tarafından../
...
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 5.8.2009 12:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir; aykırı bir çiçeğin yaşamındaki dengeler, aşk ve ölüm üzerine yarısı çıplak ve diğer yarısı giydirilmiş benzetmelerinin kısa öyküsüdür.
![Cevat Çeştepe](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/08/05/yariciplak-benzetmeler.jpg)
Ne güzeller şiirleriniz her biri ayrı bir değer.
Hele siz hele siz de çok çok değerlisiniz vefalı, sevgili şiir arkadaşım.
Akşamın bu güzel saatinde şiirinizi bir türk sanat müziği eşliğinde okudum.
Böyle zamanlarda her şey yolundaymış gibi, hele bir de güzel bir şiir okuyorsak bir dinginlik, şarkıdaki gibi bir tatlı huzurla, asude dakikalarla insan gündemi unutuveriyor.
Sayın Çeştepe selam ve sevgilerle hayırlı bir akşam diliyorum ve nicelerine nice şiirlerle...
''açık deniz raporu: her ölüm, kaptanın kendi gemisini en son terk etmesidir/ '' gemiyi ilk terkeden farelere inat!
Her güzellik gibi...
+10
/seviştiğim en son kadından sonra gelerek birdenbire
ilk aşkım girer koynuma heyecanla, ne garip olur içim
taşlarım mayasından çürür zamansız, zaman değirmeninde
ağıt olur öğütülürken hücrelerim../
Efendim aslında okuduğum ve etkilendiğim şiirlere yorum yazmaktan çok zevk alırım.Bu konuda en az şiirler kadar etkili yorum yazdığımı söylerler ama sizin şiirlerinizi okuyunca tutuluyor dilim.Bağışlayın.Sadece içten bir kutlarım desem şiire haksızlık mı ederim acaba diye düşünüyorum...
Yazılan tüm yaşam öyküleri bir gün bir şekilde siliniyor ne yapalım...Tıpkı bu şiirde Pruvanın üstlendiği gibi...
Saygılar
TÜM YORUMLAR (81)