Yarı Kötayalı Şiiri - Şahin Ertürk

Şahin Ertürk
1597

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

Yarı Kötayalı

Yarı Kötayalı

---- Sen Kötayalımısın?

---- Bende yarı Kötayalı saylırım...

---- Len esağmı sölüyon sen sahiden Şahin'misin?

Boyundan büyük mısır arabasını sürmekte zaman zaman zorlanıyordu. Bir altmış boylarında kemikleri sayılacak kadar zayıf hasır şafkasının altında yüzü zar zor seçilen sıska bir adamdı. Dakika geçmiyorduki avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

---Süt mısır... Mısır var mısır...

Yanına yaklaştım. Selam verdikten sonra,

---İki mısır alabilirmiyim?

İlk defa o zaman yüz yüze geldik. Şakak kemikleri çıkmış uzamış saçı sakalı ağarmış sıcaktan kömür gibi kapkara olmuş bir yüzle karşılaştım. Bir müddet yüzüme baktı beni baştan aşağı inceledikten sonra,

___Sen Kötayalımısın?

Deyiverdi. Hoppala buda nereden çıkmıştı. Adam benim Kütahyalı olduğumu nereden bilmişti. Adam Kütahyalı olduğumu bilmişti amma dalga geçer gibi neden Kötayalı mısın diye sormuştu. Kızmıştım ama bozuntuya vermeden,

---Sen ne yapacaksın nereli olduğumu sen işine bak. İki mısır istemiştim. Az tuzlu olsun...

Mısırcı bir eliyle tuttuğu mısırı diğer eliyle tuzlarken gözlerini gözlerimle buluşturdu. Gülmeye başladı. İlk o zaman ağzında iki tek dişi olduğunu fark ettim. Bu güleç hali hoşuma gitti. Mısırcı karikatür gibi adamdı. Komedi filmlerinde oynasa şöhret olur diye düşündüm. Tuzladığı ilk mısırı elime tutuştururken,

---Sen benim gözlerime bakarmısın? Aptal kanacak göz varmı bende? Kaçmaz hemşehrim kaçmaz benden.. Ben kaçın kurasıyım biliyormusun? Niye saklıyorsun. Sen Kötayalısın işte..

Dedi. Mısırcının ısrarlı ve sevimli hali hoşuma gitmişti. Bu sefer ben ona sordum...

---Evet Kütahyalıyım amma senin dediğin gibi Kötayalı değil. Nereden anladın Kütahya lı olduğumu?

---Nereden olacak konuşmadan. Bunu anlayamayacak ne var. Bu şive ile bir başkası mümkün değil konuşamazda ondan..Bende yarı Kötayalı sayılırım...

Mısırcı beni şaşırtmaya devam ediyordu. Hemen soruyu yapıştırdım.

---Nasıl yani yarı Kötayalı nasıl olunuyor... Bunun tamı nasıl oluyor. Yarımı nasıl. Sen bir köfte veya döner misin ki yarı Kötayalı sın...

Mısırcıya aklım sıra bir latife yapayım dedim. Bu sırada mısırcı ikinci mısırı da tuzlayıp elime tutuştururken anlatmaya başladı. Mısırcı anlattıkca yeni ilginç şeyler ortaya çıkıyordu. Böyle giderse mısırcı ile muhabbetimiz saatler alacağa benziyordu. Kendisine uzattığım parayı bile almamıştı daha...

---İşte böyle Kötayalı hemşerim. Emekli olunca buraya yerleşmeye emekliliğin tadını çıkarmaya karar verdim. Amma nerde emekli olalı yirmi beş yıl oldu hala çalışıyorum. Hala yaşam mücadelesi yapıyorum. Hayat şartları beni çalışmaya mecbur ediyor. Her seferinde bu sefer bırakacağım bu işi gali diyorum emme...

Mısırcı nın sözünü kestim.

---Abi sen yarı Kötayalı değil tam Kötayalı olmuşsun. Baksana Galiler Emmeler gırıla gidiyor...

Dedim. Mısırcı tekrar gülümsedi. Söylediklerim hoşuna gitmiş gibiydi. Ağzında kalan son iki dişi tekrar bana göstermiş oldu...

---Yarı Kötayalı şöyle oluyor. Ben yirmibeş yıl orada kaldım. Oranın ekmeğini yedim. Suyunu içtim. Havasını soludum. Orada anılarım var. Pek çok unutmadığım unutamadığım dostum arkadaşım var. Şimdi görsem tanımam. Onlarda belki beni görseler tanımazlar. Mesala Şair bir genç çalışma arkadaşım vardı. Gazetelerde dergilerde şiirleri öyküleri yayınlanıyordu. Bayağı iş yerinde Kötayada tanınan birisiydi. İlgin varsa şiire belki sende tanıyondur.. . ŞAHİN ERTÜRK...
Şok olmuştum. Mısırcı benden bahsediyordu. Amma ben kendisini tanımıyordum veya tanıyamamıştım... Mısırcıya hemen acele acele,

----Orada dur abi. Bu kadarıda fazla. Sen mutlaka beni tanıyorsun. Zira Şahin Ertürk benim ben. .Sahi senin adın neydi?

Bu sefer şaşırma sırası mısırcı adama gelmişti. Ağzında kalan son iki dişini bir kez daha gösterdi ve,

---Len esağmı sölüyon sen sahiden Şahin misin. Benim ben garson Akif abin...
--- Akif abi esas benim ben Şahin Ertürk.. Sen benimle dalga geçmiyordun değilmi? Ta en başından beni tanıyarak Kötayalımısın diye sormadın değilmi? Kusura bakma ben gerçekten tanıyamadım seni çok değişmişsin. Yirmi beş yıl çok şeyler alıp götürmüş bizlerden. Baksana sende beni tanıyamadığını söylüyorsun...

Mısırcı Akif abi bir kez daha beni tanımadığını söyledi ve,

----Aha valla aha billa yeminim olsun valla tanımadım tanıyamadım seni şahinim..

Dedi ve birbirimize sarıldık. Akif abinin gözü artık gelen müşterileri görmüyordu bile. Mısır almaya gelen müşterilere,

" Yok Abiciğim yok bugün satış falan yok gali.. Gidin mısırınızı başka yerden alın. Gömüyomunuzmu hemşerim Kötayalı şair Şahin gelmiş..."

Deyip geri gönderiyordu. Akif abi ile bir haftalık tatil boyunca yirmi beş yıllık hasreti giderdik muhabbet yaptık. Sohbetimizde ölenler emekli olanlar spor sanat siyaset her şey vardı. Ona her zaman yanımda bulundurduğum son çıkardığım bir kaç şiir öykü kitabımdan imzalayıp hediye ettim. Kitapları eline alınca önce şöyle bir evirdi çevirdi her birini teker teker öptükten sonra elini omuzuma koyup,

---Şimdi sen bide Nöbetçi Şair 'mi oldun? Len tabiki yakışır kardeşime. Sen olmacanda benmi olcam. Nöbetçi şair olmacanda benim gibi mısırcımı olcan... Aferim sana aferim len...

Dedi. Daha sonraki günlerde bir kaç kez daha görüşüp genellikte edebiyat üzerine sohbetler ettik. Yarı Kötayalı Akif abi şiire ve öyküye bayağı hakim birisiydi. Pek çok şairin edebiyat öğretmenin bilmediği şeyleri o biliyordu. Ondan kısacık tatil boyunca bayağı ilginç bilmediğim şeyler öğrendim. Amma benim tatilim bitmiş Akif abi ile vedalaşıp memleketim Kütahya 'ya pardon onun tabiriyle Kötaya' ya dönmüştüm. Ondan ayrılırken sık sık telefon ile arayacağımı tatillerde yanına ziyaretine geleceğimin sözünü vermiştim.
Tatilden döneli dört beş gün olmuştum ki ona bir telefon edeyim halini hatırını sorayım dedim. Telefona oğlu çıktı " ABİ BABAM İKİ GÜN ÖNCE RAHMETLİ OLDU" Deyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. İçim " Cızz" etti. Bir abimi, sevenimi okuyanımı, hayranımı kaybetmiştim. Ama yapacak bir şey yoktu. Hüküm Allah'ındı. Herkes sahillerde yakıcı güneş altında denizin tadını çıkarırken yetmişini devirmiş ayağını dahi denize sokmadan geçimini temin etmek için ailesine bakmak için mısır satmak zorunda olan birinin ölümü uzak bir ihtimal değildi.
YARI KÖTAYALI Akif abinin ölümünün üzerinden yaklaşık beş yıl geçti. Onu ilk gördüğümde ağzında kalmış iki dişiyle bana gülümseyişi bir türlü gözlerimin önünden gitmiyor... Gitmiyor. Seni çok ama çok özlüyorum YARI KÖTAYALI Akif abi...Seni çok özlüyorum...

Nöbetçi Şair (Şahin Ertürk)

Şahin Ertürk
Kayıt Tarihi : 15.7.2021 17:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şahin Ertürk