Yeni yeni doluyordu köyün kahvesi
Topallayarak gelen Osman’ı göstererek
‘’Bunun bir ayağı kısa’’ dedi, Selami
Soru dolu bakışlar fırladı etraftan
Kesli ayağını gösterdi ‘böbürlenerek’
‘’Benim bir ayağım uzun’’ dedi
‘’Hadi lan! Topal’’ dedi guruba yaklaşan Osman
Yan yan baktı onun kalın tabanlı ayağına...
ama onu gösterip basmadı can damarına
sahipti kendisi de aynı yaraya...
Sakat kalmışlardı ayrı ayrı yerlerde
Ayrı ayrı zamanlarda çarpışa çarpışa
Güney Doğudaki operasyonlarda
Ayrı cephelerde birbirine karşıydılar
şimdi aynı 'kaderi' paylaşıyorlar
Askere gidişte uğurlayanlardan
Hiç kimse yok artık yanlarında.
Nerede şimdi onlar?
‘’en büyük asker bizim asker! ’’
Nidalarıyla uğurlayanlar?
Yaramız için ne verebilecekler?
Büyüklüğümüzü yontmak içinmiş savaşlar
İşte ‘adaleti’ yerine getirdiler.
Bunlar; iç dünyalarındaki sorular...
Neşeli gibi görünüyorlar dışardan
İçlerinde ise kapanmaz bir yara…
O cansız takma bacaklar
Bir duvar gibi duruyor...
Yatakta karılarıyla aralarında
Nasıl kapanabilir bu yara?
Kayıt Tarihi : 31.10.2010 12:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)