Yaralı ceylanım düştüm toruna
Vurma avcı vurma sızım var benim
Sözlerim gitmesin senin zoruna
Yolumu gözleyen kuzum var benim
Nice dere tepe aşıp gelmişim
Düz ovada yolum şaşıp gelmişim
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ANLAM DOLU
ANLATIMI ÇOK ÇOK GÜZEL
OKUMAYA DOYULMAYAN
MÜKEMMEL BİR HECE ŞİİRİ.
KUTLUYORUM.
TAM PUAN VE DE SAYGILAR.....HALİLŞAKİR
Her güzellik vermiş bize yaradan
Havadan karadan ibret al sudan
Kırma dallarımı büyüsün fidan
Mevsimler içinde güzüm var benim,..Tuncay Akdeniz
Sevgili üstadım Muhteşem bir yürek sesi nefis bir şiir okudum emeğine yüreğine değerli kalemine sağlık tam puan ekleyerek yürekten kutlarım
kalbi selam ve saygılarımla Allaha emanet olun duam ile
Alkışlıyorum güzel şiirini
Atilla bey kardeşim,
kutluyorum seni...
Başarılarınızın devamını diliyorum
GÜZEL ŞİİRİNİ,
TEMASIYLA,
BAKIŞI,
AKIŞI,
VE YAKIŞIYLA,
HAZLA OKUDUM.
TEBRKLERİMLE KALEMİN VAR OLSUN.
HAA BİR DE BENİM YARALI CEYLANIM VARDI,
BELKİ OKUMAMIŞSINDIR.
GÖNDERİYORUM.
SELAM VE SEVGİLERİMLE DOSTUM.
NECATİ OCAKCI
ANTALYA
YARALI CEYLAN
Ceylan ki; dağların, ahu maralı
Dere tepe demez, çıkar da gider
Zıplasa, tüyse de, gönlü yaralı
Sonsuzluğa doğru, akar da gider.
Avcı tuzak kurmuş, gözünden vurur
Alsa da yarayı, ayakta durur
Duruşu asalet, ayrı bir gurur
Melul- melul bakar, yakar da gider.
Yavrular meleşir, içleri yanar
Gözden akan yaşlar, coşkulu pınar
Sanırsın ceylanım, asırlık çınar
Yüreklere hançer, sokar da gider.
Yiğit olan yiğit, altta kalır mı?
Bin bir darbe yese, mağlup olur mu?
Alperen misali, yalnız ölür mü?
Ardına sürüyü, takar da gider.
Şimdi her şey flû, her şey bulanık
Acılı feryada, yıldızlar tanık
Bir gözü kapandı, öteki donuk
Kalleş oyunlardan, bıkar da gider.
Ceylanım yaralı, ceylanım yattı
Haykırışı cümle, âlemi tuttu
Güneşe el etti, beraber battı
Gruba şimşekle, çakar da gider.
Necati ağlıyor, dostu başında
Artık tat kalmadı, ekmek, aşında
Kaybetti maralı, bu genç yaşında
Öfkeden yumruğu, sıkar da gider.
Necati OCAKCI
23.01.2010
betimlemeleriniz çok güzel. etkileyici bir şiir, yüreğinize sağlık. beğeniyle okudum. saygı ve selamlarımla.
// peşimi bırak benim daha toyum, //
// yeni yetmede gençten bir boyum, //
// isterim dünyada kurumasın soyum, //
// azıcık yaşamaya gözüm var benim. //....beşir demir
Bir zalimi sevdim yar diyemedim.
Korktum kollarına sar diyemedim.
Utandım ellerden ar diyemedim.
Bütün özlemlerde özüm var benim......Sura Farzaliyeva. sizin yazdığınız kadar güzel olmadı ama benimde içimden böyle geldi kabul ederseniz.
Şu mor dağlar benim meskenim yuvam,
Dünyada kimseyle olmadı davam,
Aldığım yaraya bulunmaz devam,
Baharı görmeyen yazım var benim.
Yine güzel bir ceylan avcı şiiri. Eski türüküleri hatırlattınız.Yüreğine sağlık. Gönlüne sağlık. Ne güzel bir şiir işlemişsiniz. Bir dörtlük göndereyim bari. Selamlarımla
ne güzel bir duyarlılıkla yazılmış. ustadım çok duygulandım çok. herkes şiirde kendine göre bişeyler buluyor. gönlünüze sağlık. antolojim.
Bu şiir ile ilgili 91 tane yorum bulunmakta