Yara ulaştıran yol bulamadım

.
.
İnsan bu, her derde olur aşina.
Gün gelir yalnızdır, kendi başına.
Namertler göz diker az bir aşına.
Derdine uzanan el bulamadım.

Yürek gam içinde çekerken zahmet,
Yüzüme gülenden gördüm ihanet,
Etrafında gezer düşman muhannet.
Sırtını verecek bel bulamadım.

Yazımı bahara eyledim kurban,
İpeğe dönmüyor yamalı urban.
Rızık takdir olmuş dolmuyor torban,
Harman savuracak yel bulamadım.

Kendimi sanırdım gökçek bir keleş,
Aradım sahrada gönlüme denk eş,
Kimse gönül vermez, bedava beleş,
Kokusun alacak gül bulamadım.

Gezdim yeryüzünü deli avare,
Çok seyahat ettim tren tayyare,
Hayat dönme dolap varmaz bir yere
Varıp sığınacak İl bulamadım.

Dinledim nasihat âli ehilden,
Gelirse dert gelir ehli cahilden,
İnsan ne çekerse çeker dahilden.
Kendine yakışan hal bulamadım.

Kanatlandı gönlüm, seyrana durdu,
Bir dost bulur diye dolandı yurdu,
Ömür seyahati bedeni yordu,
Varıp tüneyecek dal bulamadım.

Sevdiğin insanı almakta ölüm,
Bazen yas evine döndü bu gönlüm,
Renkten renge girmiş insana zülüm.
Kara talihine, ak bulamadım.

Avundu yüreğim teranelerle.
Kimisi avuttu bahanelerle,
Bir daha gezinmem avenelerle,
Derdi türkü eden dil bulamadım.

Düşmüşüm yollara gariban yazık
Elden gelse zalim kesecek rızık.
Ne bir beklentim var nede bir azık.
Yara ulaştıran yol bulamadım.
.
.