Nasıl ağlayayım
Gözlerim yanmışsa
Nasıl konuşayım sözlerim yanmışsa
Ben çok aşığım
Suretindeki yara izi gibi olan gülümsemene
Hayatımı fırtına izleriyle süslemene
Kökünden söktüğün ağaçlar sağa sola serpiştirilmiş
Kendime sığınaklar yapıyorum
Gizli mabetler
Beni var edene tapıyorum
Günahım sensin
Taşkınlığım
Aşırılığım
Bazen pişmanmış gibi davranıyorum
Pişmanlığımdan pişman olduğum
Ben taşmazsam, solduğum andır
Seni kızıl sözcüklere sardım
Kan rengi
Can rengi
Güneşin batamadığı ufukların kırmızısı ile mühürlerdim
Sabahı beklemiyorum
Geceden umudum yok
Hayatında bir yere sok beni
Taşamadığım kaplara
Yaşamadığım anlara
Özlemek dediğim dudaklara
Yerin kalmamışsa eğer
Ben razıyım
Sana yakın olan sokaklara bırak beni..
Kayıt Tarihi : 3.10.2006 08:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
olur şairlerin. Çarpıcıdır, etkilenirsiniz. Ustalığına hükmedersiniz. Sık karşılaşıyoruz Bölükbaşı' nın şiirlerinde.
Fakat bir başka ustalık türü vardır ki, ayrı bir çarpıcılık sergiler.
'Ben çok aşığım' gibi sıradan, fazlasıyla bilindik, alışıldık bir sözü alır öyle bir yere yerleştirirsiniz ki, ilk kez duyuyormuşcasına etkiler, sarar sizi.
sevgili aynı yollar ve yollarda yürüyenler farklı..
Oğuzkan bölükbaşı sarsar yürüdüğü yolları..her üslubun ayak sesi farklı oluyor.Ben bu ayak sesini duyunca dobralığın, gümbür gümbürlüğün ve işte yaşamayı dolduran bir şey olsun bedenim diyen bir yaşama biçiminin seslerini duyuyorum.
Yüreklerin atış şekline mi benzer acaba yürürken ayaklarımızın çıkardığı sesler
Belki ne alaka diyecekler vardır ama Mehmet Akif Ersoyun mert atan yüreğinin seslerine benziyor sevgili hocamın üslubunun ayak sesleri
TÜM YORUMLAR (3)