Bir günce niyetine düşüncelerim vardı. Ancak dağınıklığım nedeniyle toparlayamadım ve bu saate denk gelen bir kara kelam çalışması olsun diye, dağınık düşüncelerimi Düşünle paylaşayım istedim.
Öncelikle Ülkemiz gündeminin, tepeden, aşağıya doğru işleyen bir gündemin arkasından giden ve kendi olamamış bir toplumsan TRAVMA yaşadığımızı düşünüyorum.
Sokak da; en basitinden bir zabıtaya, polise, jandarmaya ARZUHALİMİZİ anlatamaz bir toplum iken,
Devletin, Siyasetçinin ve de ÇOK DERİNLERİN maharetiyle Cumhurbaşkanlığına birilerini yakıştıramaz olduk.
Bu iyi bir gelişme mi sizce?
Hayır,
Kapısına İCRA memuru dayanmış bir toplumda, insanların elleri ve kolları bağlı bir şekilde SALATA gibi durmakta.
Aslında kendisi için HA ÖTEKİ- HA BERİKİ gelmiş, hiç bir şey değişmeyecek.
Sadece ve ancak, birilerinin POKER MASASINDA ELLERİNİ güçlü gösterecek basit birer poker kağıdıdırlar.
İşleri bittiğinde bir paçavra gibi sıradan bir zabıtanın önünde el-pençe durarak HÜKMEDİLEN yaptırımları KUZU-KUZU yerine getirecek.
Bu KUZU_ KUZU bir zamanların Tarkan şarkısıydı bildiğiniz gibi döneme denk gelmişti ve toplumsal olarak KUZU-KUZU yönetiliyorduk.
Şimdi ŞİKEDAP-ŞEKERİM revaç da.
Tabi buda Ülkemizin sanatsal-ruhsal ruh halini çok güzel ifade ediyor.
Kendine- özüne yabancılaşmış, içinde sadece şekerim kısmını anlayan toplumsal ruh halimizin bundan güzel ifade edilebileceğini sanmıyorum.
Düşün' ün hele,,, yığınlar; ne istediğini bilmeyen bir kaç OĞLAN GENERAL tarafından alanlara çekiliyor ve alanlara gidenler orada sadece ŞERERİM demek için gidebiliyor.
Anlamıyor gerisini, anlamak da istemiyor.
Kime hizmet edeceğini, neye hizmet edeceğini şaşırmış durumda.
Günü kurtarma telaşında da değil artık, yarın ne olacağı konusunda fikri bile yok.
Sadece birileri onların yerine DÜŞÜN müş
Hiç unutamadığım; şeyler depreşiyor düşüncelerimde.
Bir dönem insanlar yerine ÇÖPLÜKLER patlamaya başlamıştı.
Bir dönem de koyunların toplu intiharları. (hani GEVAŞ denilen ilçede koyunlar topluca uçurumdan atlamışlardı ya))
Bir dönemde KÖKÜ DIŞARDA korkular taşındı ülkemize. DELİ DANA gibi.
Toplumsal olarak deli danalar gibi bir o tarafa bir bu tarafa SAVRULA DURURKEN, birileri de MALI GÖTÜRÜYORDU…
Sonra sordum kendi kendime? ;
Üzerinde yaşadığı topraklara, kendine yabancılaştırılmış, sömürgeleştirilmiş insanların ERKEĞİ ve de KADINI olur mu diye?
Olmaması gerektiğine inanıyorum. ERKEĞİN iğdiş edildiğini.
KADININ da erkekleştirildiği sonucuna çıkararak.
Bu düşüncemi zenginleştirmek içinse çok basit örmekler buldum kendimce.
Gurup paylaşımlarından da düşüncemi zenginleştirecek katkılar oldu elbette.
Örneğin ÇOCUKLARIN DOĞARKEN ÖZGÜR OLDUKLARI gibi.
Çocukların Irk-dil-renk-ulus, milletinin olmadığı gibi.
Sonra ERKEĞİN en çabuk ve en rahat İŞDİŞ edildiği örneklerini düşündüm.
Hani; Faşist FRANCO ülkesinde, askerlerine dediği söz aklıma geldi: ERKEKSE GETİRİN, KADINSA ÖLDÜRÜN demişti.
Yani kadınların özgürlük mücadelesinde en çözülmez militanlar olduğuna tanık olmuştu, ERKEKLERİN ise en çabuk çözüldüklerine.
ASKERLİK görevini yapan hiç bir ER kişi nin en basit bir ONBAŞIDAN tokat yemediğini söyleyemeyen ülkemizde ise durum; çok daha acınası hallerde.
Sokak da HUT dediğinde DUT yemiş bülbül kesilen ERKEK, Tüm ezilmişliğinin,tüm itilmişliğinin acısını KADININDAN çıkarır.
ER kişiliği sadece ve ancak evdeki karısına yeter.
Tüm ezilmişliği KADININ sırtına...
SIPASINI da karnından eksik etmeyen ERKEK adam kişi, alışık olduğu yaşam biçimine KADINIDA ortak etmeye çalışıyor şimdi.
Toplumsal yeri bir KOBAY dan öte gitmeyen, tutunacak hiçbir dalının kalmadığı topraklar üzerinde RÜZGAR NERDEN ESERSE ORAYA SAVRULUP GİDİYOR! ! !
Hep birlikte tabi…
Kurunun yanında YAŞ da yanar.
SU DA YANAR.
Yanmışız KARA KARA……
DÜŞÜN gurubumuzun zengin paylaşımlarına teşekkür ediyorum.
Selam ve sevgiler.
Kayıt Tarihi : 26.4.2007 02:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
DÜŞÜN gurubumuzun zengin paylaşımlarına teiekkür ediyorum.
TÜM YORUMLAR (2)