Her kim isterse
denize atlar gibi,
şiire de atlar
kendi
tarlasıymış gibi.
Orada ya çiçek eker
Ayrılmaz sessizliğim,
utangaç ve kırılmış kalbim
kederle baş aşağı
ıssız ve sakin bir köşede
usulcacık oturup kıvrılmışsınız.
Konuşmak ve bağırmak için
Gözü mala doymayı
bilmez boş insan,
her zaman
daha da fazlasını istiyorsun.
Hiç basit, önemsiz
ve küçük şeyleri
Dört kanatlı
ve ak renkli
bir atın sırtında
göklere doğru
yükselmekteyim.
Nasıl bağıracağımı bilemediğimden,
susuyorum,
susuyorum
ve hep susuyorun.
Eninde sonunda, boyun eğiyorum…
Uçan balıkları görüyorum,
yüzen kuşları da görüyorum.
Yalnız göklerde uçan kuşları
ve deniz sularının diplerinde
yüzen balıkları göremiyorum.
Ölüm her şeyi karıştırır:
gölgeyi, rüzgârı, sessizliği,
toprağı, tozu ve çimeni
ve en sonunda
her karıştırdığı şeyi
güzel bir düzene koyar.
Her çiçeğin
taç yaprağında,
her kuşun
tüylü kanatları
altında
ve her çocuksu
Ey isyankâr hayat!
Beni emziren,
beni severek besleyen,
beni büyüten.
Beni öldüren
Kayıp değildir çiçek coşturan toprağımız.
Her alanda kendi kendini yetiştirenlerdendir,
sonsuza kadar geliştirenlerdendir.
Ve her gün emeğimizle inşa edilebilenlerdendir.
Yazılarla donatılmış bir deri parçası gibidir.
Her boyutta gerilebilir, kısaltılabilir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!