Yanılgıdan Sonra
Hiç olmadığını düşününce
Geçiyor tüm yanılgılar.
Bu sahillerde
Ve bomboş sandalyelerde,
Ya yürüdüğün parklarda
Ya da izmarit saydığın köşelerde…
Geçtiğin o durakların
Yağmurlu yalnızlığı kadar boş,
Kimsesiz
Ve alakasız bir yerlerde
Varlığın kadar loş.
Bir simit de yesen
Görmez kimse;
Çay da içsen
Bilmez.
Yokluğun da
Varlığına eş değer bu evrende.
Bir takım yıldırımlar
Eşlik edince kederlerine,
Bir de o zaman geçiyor
Tüm yanılgılar,
Korkular,
Kaygılar.
İşte bu yüzden
Her mevsim gri—
Renk desen öyle.
Ölmek de böyle…
Sevmek de
Bu yüzden.
2025
Nihat AkarslanKayıt Tarihi : 27.12.2025 15:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikâyesi, insanın varlığının fark edilmediğini kabullendiği bir anda başlar. “Hiç olmadığını düşününce geçiyor tüm yanılgılar” dizesi, bir yok sayılma korkusu değil; tam tersine, rahatlatıcı bir teslimiyettir. İnsan, görünmediğini kabul ettiğinde yanılgılardan kurtulur. Beklentiler düşer, hayal kırıklıkları da onunla birlikte dağılır. Sahiller, sandalyeler, parklar, köşeler… Bunlar romantik mekânlar değildir; boşlukla karşılaşılmış yerlerdir. İzmarit sayılan köşeler, insanın kendini değersiz hissettiği alanlardır. Ama şiir bu değersizliği dramatize etmez; sakince kayda alır. Duraklar burada umut değildir. Yağmurludur, yalnızdır ve boştur. Varlığın kendisi bile “loş” bir şey hâline gelmiştir. Şairin varlığı, ışık saçmaz; sadece fark edilir olmaktan uzaktır. Bu, yokluğun değil; silinmişliğin tarifidir. Simit yemek, çay içmek… Hayatın en sıradan, en insani eylemleri. Ama kimse görmez, kimse bilmez. Çünkü bu evrende yoklukla varlık eş değerdir. Şiirin en sert cümlesi budur. Burada bir isyan yoktur; bir tespit vardır. İnsan, artık görünmek için çabalamaz. Yıldırımların gelişi dramatik bir patlama değildir. Kederlere eşlik ederler ama çözmezler. Sadece şunu yaparlar: Yanılgıları, korkuları ve kaygıları tamamen bitirirler. İnsan artık ne bekler ne de sakınır. Finalde gri bir renk olmaktan çıkar. Bir iklim olur. Bir yaşam biçimi olur. “Ölmek de böyle… Sevmek de bu yüzden.” Bu şiirin asıl gücü buradadır: Sevmenin de ölmenin de aynı renkte olduğu bir ruh hâli. Ne trajik, ne romantik. Sadece dürüst. Bu şiir umutsuz değildir. Bu şiir, umuttan kurtulmuş bir bilincin şiiridir. Ve gri, burada karanlık değil; fazlalıklardan arınmış bir gerçekliktir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!