Usul usul çözülüp gittiğini
Bir gece karanlığında anlamak,
Sahildeki sandalın.
Yakamozların güzelliğine kapılmışken sen…
Orda öylece ‘sanmak’ uzun uzun…
Bir ‘yanılgı’ aslında sevmek…
Belki kalmaması gereken bir sitemdir,
Hayatın ince kıvrımlarında.
Hep aynı resme bakılan
Hep aynı yansımalar
Geri dönüp çarpan…
Zamanın süzgecinden geçerken
Üstte kalan tortulardır,
Biraz kireç,kum ve çakıl taşları,
Sahilde yürürken ayaklarına batan…
Boş yere beklenen bir istasyonda
İki yabancı sanki.
Ansızın yakınlaşan
Ortak bir kaderde…
Odalara sığmadığın bir kare fotoğraf…
Belleğinde gittikçe uzaklaşan…
Ve sen uzaklaştıkça
Sonsuzda yok olacağını iyi bildiğin.
‘Ağlama’ derken gizlice…
‘Yoksa ağlayacağım’ yakarışları
Bir çocuğun mutsuz bakışlarına asılı…
Yüzün gerçekleri söylüyordu.
Ama ben duyamayacak kadar kördüm.
Eğilip koparmıştık bir tarlada
Hatırlayacağımız son çiçekleri.
(İstanbul-7 Nisan 2012)
Işıl BaşkalemKayıt Tarihi : 9.4.2012 20:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kuşlar da göçüyor
ıslak mendillerin buğusu ise
yağmur olarak hep bizlere nasip düşüyor
yağmur dedim de
iyi ki ingiltere'de yaşamıyoruz
her gün yağmur kanatırdı şiirleri
sahi oraların şairleri ne haldeler ki?
:)
saygılar ışıl hanım
TÜM YORUMLAR (2)