yanık yanık söylenen bir türküdür
“almanya acı vatan”
anadolunun civanmert yiğitleri yıllar önce
boyuna posuna, kaslarına ve dişlerine bakılarak
tutmuşlardı gurbetin yolunu
amaçları
ekip biçilecek birkaç dönüm tarla,
iki çift öküz…
bilemediniz bir traktör parası kazanıp
dönmekti memlekete
yıllar birer ikişer geçmiş
bir türlü gelmemişti o dönüş günü
derken
aradan geçen senelere rağmen dönülememişti anavatana
geçen bunca zaman zarfında neler yaşandı
hangi hasretler, hangi özlemlere şahit oldu
avrupanın kasvetli, nemli geceleri
nice zaman geçti
bir gün gelip döneceğiz düşüncesi ile
gurbet hikayeleri acı yüklü
ramazan ayı gurbette buruk ve kırık kalplerin bayramı
sılaya hasret kalanların vuslatı
onca zaman sürecinde ne hikayeler
ne ibretlik dersler yaşandı kim bilir oralarda
hikayeden daha çok destanlar yaşandı
yüz akı bir tarih yaşandı
anadolunun yağız delikanlıları
utanılacak, yüzlerini kara çıkaracak bir geçmiş bırakmadı geride
geriye bıraktıkları çalışkanlıkları, fedakarlıkları
insanlıklarıydı
yabancı düşmanlığı hiç bitmedi avrupada
gurbet diyarında yabancı
ana vatan türkiye de almancı olmaktan kurtulamadılar
seneler önce
memleketin hali yüreklerine oturdu, incitti onları
haydarpaşadan tahta valizleriyle trene binerken
çantalarındaki eşyalarından başka
çok daha önemli şeyleri de götürmüşlerdi gurbete
onların gönül dünyalarındaki inançları,
kültürleri, örf ve adetleriydi
yar hasretine dayanmışlardı
evlat hasretini basmışlardı bağırlarına
camisiz-ezansız yapamamışlardı
avrupaya varır varmaz
depolarda, çatılarda, kilise avlularında da olsa
cuma ve bayram namazlarını ihmal etmediler
çok geçmeden
alın teri ve ellerinin nasırı ile
helalinden kazandıkları rızıklardan
cömertçe bağışlarda bulundular
camiler inşa ettiler gurbette
çünkü avrupa da cami,
bir ibadet mekanı olmanın yanında
sığınılacak bir huzur limanıydı onlar için
o havanın solunması ile mümkündü ancak hayat
ezan seslerine hasret kalmayan anlayamaz
nedir gurbette cami
her şeyi yitirip tekrar bulamayan bilemez
ne demektir bayram,
cuma namazı
bir zaman geldi
işçi evleri, koridor ,bodrumlarda kılınan teravihler
meydanlarda ,kiliselerde kılınan cuma ve bayram namazları
kimsesiz yapılan sahurlar
yapayalnız açılan iftarlar artık mazide kaldı
şimdilerde çoluk çocuk, genç, ihtiyar yüzlerce insan
iftar açar oldu cami ve cemiyetlerde
tüm namazlar
kubbeli, minareli, görkemli camilerde kılınır oldu artık
ramazan kutlu bir zaman dilimi
ramazan gelince gurbette her şey farklılaşır
vatan hasretiyle yanıp tutuşan gönüllerde iklim değişir
bahar gelir
muzdarip insanlar mutlu
mahzun gönüller huzurlu olur
muhabbet iklimini kalplere taşıyan on bir ayın sultanı
gurbetçileri bambaşka ufuklara taşır
bir anlamda gurbette buruk ve kırık kalplerin bayramı
sılaya hasret kalanların vuslatıdır ramazan
ramazan sunulmuş bir fırsat iklimidir onlar için
hayatı öğreten manevi tecrübedir
yılda bir defa yeniden kurgudur
Hak ve hakikati idrak etmeye davet eden bir zaman ayarıdır
nefsin, aklın ve ruhun orucudur ramazan
yakılmış bir meşaledir
dirilişin ve uyanışın göstergesi
gönlün ve ruhun aydınlanmasıdır
şimdilerde
iftar sofralarının tadı bir başkadır oralarda
dost ve yakınlarla birlikte iftar saati beklenirken
televizyonlardaki programlar izlenir
ankara ve istanbul için okunan ezanlar dinlenir
neredeyse her iftar sofrasında iç geçirilerek söylenen
şimdi memlekette olmak vardı sözü
her gurbetçinin ağzından duyulur
evet
gurbette ramazan aynı zamanda biraz yalnızlık hissi
ve biraz hüzündür
ne de olsa orası acı gurbettir
memleket tadında
yetim çocukların hüznü vardır gözlerde
yüreklerdeki ateşi hafifletmek için
camiler adeta şölen yerine dönüşür
okunan mukabeleler
her daim dilden ve gönülden eksik edilmeyen tespihler,
yapılan itikaflar, zikirler
verilen zekatlar, sadakalar ve fitreler
gerçekleştirilen iftar davetleri
kalplerindeki pası siler gurbetçilerin
tutulan oruçlarla bedenleri incelirken ruhları kavileşir
nefisleri ıslah olur
acziyetleri belirginleşir
benlik kavgaları zayıflar
gönülleri saflaşır
zihinleri berraklaşır
anlat anlat bitmeyecek gerçek bir gurbet destanıdır ramazan
topyekun bir seferberliktir
bu öyle bir coşkudur ki
gurbette iftar sofralarına şahit olunmadan
her gün kılınan teravih namazına iştirak etmeden
gece yarılarına kadar
binlerce insanın görüldüğü kermes çarşılarına uğramadan…
bu coşkunun anlaşılabilmesi mümkün değil
gurbette ki dostlara bizden selam olsun
ramazan-ı şerifleri mübarek olsun
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 8.5.2022 18:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!