YANDI CİĞERİM
Adıyamanlıyız, ırgat adımız.
Yirmi üç can gitti, yandı ciğerim.
Irgat kentli olmak, hep soyadımız.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Fakir hem de garip, benim hemşerim.
Şu halime bakın, kime nederim.
Kayboldu mekanım, bellisiz yerim.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Arazimiz vardı, eker biçerdim.
Dostlar tütün satar, sözüm tutardım.
Ümitlerle akşam, rahat yatardım.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Baraj yapılınca, umutlar bitti.
Tütünüm kotada, tükendi gitti.
Artık bu sefalet, canıma yetti.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Irgat olduk düştük, kaysı yoluna.
Fındığı toplama, çıktı kuluna.
Yüklendi ev barkı, sepet koluna.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Su Malatya Sıvas, ne meret şeymiş.
Trafik canavar, kolların yaymış.
Hem azmış, kudurmuş, nasıl da saymış.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Geceyle beraber, umut tükendi.
Sanki umarsızca, hüzün ekendi.
Yerde yatan Ahmet, Esma, Okan’dı.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Anne baba mahzun, ocaklar söndü.
Mezar kalabalık, sanki düğündü.
Naaşa bakanlar, ancak döğündü.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Bu gidişle çok can, alacak yollar.
Etrafa saçılan, kafalar kollar.
Neden arabalar, hatalı sollar.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Dayanmaz yürekler, böyle acıya.
Nasıl dayanır ki, böyle sancıya.
Yuh! minibüs ile, o kamyoncuya.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Biz istemedik ki, böyle olmayı.
Susuz güller gibi, hepten solmayı.
Alemin içinde, saç baş yolmayı
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Ne olacak böyle, milletin hali
Revamı olanlar, söyle ahali.
Kimin omuzunda,olur vebali
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Yürekten bu nidam, rahmet eylesin.
Allah’tan dileğim, bilen söylesin.
Bu acı içinde, insan neylesin.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim..
Adıyaman -Kerim Baydak
07.08.2007 tarihinde Giresun’a fındık toplamaya giderken Malatya-Sıvas karayolunda kamyonla minibüsün çarpışması sonucunda hayatına kaybeden 24 kişiye ithaf edilmiştir.
Kayıt Tarihi : 8.8.2007 14:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
07.08.2007 tarihinde Giresun’a fındık toplamaya giderken Malatya-Sıvas karayolunda kamyonla minibüsün çarpışması sonucunda hayatına kaybeden 24 kişi Adıyamanımızda defnedilmiştir. Adete bir katliam gibi
Ekmek telaşı ardında süren umutların bir küçük dikkatsizliğe kurban edilişi ve bu dikkatsizliğin yaktığı nice ocak, ağlattığı nice ana... yetim bıraktığı çocuklar dul kalan kadınlar.....
Şamar gibi yüzümüze inen haberi konu alan bu şiiri okumak bugüne nasipmiş. Kerim agabey duyarlı yüreğiyle acısını acımızı kaleme almış ki bu elim hadisenin Kerim agabeyin memleketinde yaşanmış olması acının sadece ona ait olduğu anlamına gelmez. Zaten o da acısını hepimizle paylaşmış.
Bizimde ciğerlerimiz yandı Agabey...,
bizimde ciğerlerimiz yandı.
Mevlam böyle acıları bir daha yaşatmasın diyor, o kazada hakkın rahmetine kavuşanlara Mevladan af, geride kalanlarına da sabır ve sıhhat diliyor, senide tebrik ediyorum....
Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA
ve şiirlerleştirmeniz bütük düşünce Kerim bey...saygılar...
Fındığı toplama, çıktı kuluna.
Yüklendi ev barkı, sepet koluna.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Su Malatya Sıvas, ne meret şeymiş.
Trafik canavar, kolların yaymış.
Hem azmış, kudurmuş, nasıl da saymış.
Yirmi dört can gitti, yandı ciğerim.
Her şeyin yalan her işin sahte olduğu bir memlekette böylesi katlim gibi kazaların olması kaçınılmazdır avrupa 2 ci dünya savaşiyla yerle bir oldu buna rağmen bizden 250 yıl ileride bir çağdaşlığa ulaşmış bizim köylerimizin durumu bir felaketten ibarettır bunu kadere bağlamak sahtekarların işidir sadece vatandaşını dövmeyi sövmeyi devletçilik sananların suçudur ülkenın sosyo ekonomik durumu osmanlının sömurgelerini bile gerisindedir asıl neden gelişmemişliktir avrupada gurbet diye bir şey yoktur şiirin anlamlı ve güzel konunun asıl nedenleri ortaya konmalıdır yobazlar bunu kader saymaktadirlar bunun kadele alakası yoktur eşşgini sağlam kazığa bağla ondan sonra allaha emanet et denmesi bundandır saygılarımla
TÜM YORUMLAR (8)