Oturduğun sandalye boş,
masanın karşısı sessiz;
sanki hiç karşımda
oturmamışsın gibi.
Perdeler kapalı,
camın ardından süzülen damlaların
her biri kalbime düşen
bir hüzün gibi.
Konuşacak sözlerim var,
ama boşluğa bile fısıldayamıyorum;
çünkü biliyorum,
cevap verecek kimse yok.
Yıldızsız gökyüzü gibi
karanlıkla örülmüşüm;
ışığa uzansam da
ellerim hep boş dönüyor.
Odalar daralıyor,
duvarlar üzerime kapanıyor.
Yalnızlık, nefes aldığın halde
boğulmak demekmiş.
Bir fotoğraf kalıyor elimde;
silinmiş yüzler, solmuş anılar.
Kimin gülüşüydü orada duran?
Artık bilmiyorum.
Kelimeler bile terk etti beni,
dilimin ucunda eriyor.
Bir tek sessizlik kaldı
yüreğimde çığlık atan.
Yalnızlık ağır,
taş gibi omzumda;
geceyi sabaha taşıyamayan
bir yorgunluk gibi.
Ve ben, kendi içimin boşluğunda
günden güne eriyen
bir gölgeye dönüşüyor,
karanlıkta kayboluyorum.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 5.9.2025 06:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!