Yalnızlıklar Üzerine Şiiri - Reşat Karabağ

Reşat Karabağ
139

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yalnızlıklar Üzerine

Yalnızlıklar... Bazen “huzurun bulunduğu an” diye bilerek tercih edilen, bazen de istememize karşılık bir zorunluluk olarak karşımıza çıkan ve tasvip etmediğimiz sonuçlarla baş başa kalmamıza neden olan yer, yer yaşamımızda olumsuzluklar yaratan yalnızlıklar.
Düşünmek, sorgulamak isteriz. Sorgulamaya başlarken bir soru sormak gereği duyarız ister istemez. Ancak, bir soru ile sorgulamaya başlamanın olanaksız olduğu hemen daha ilk soruyu bitirmeden karşımıza çıkar ve hemen ardı sıra diğer sorular sıralanmaya başlar;
Acaba şu anda dünyada kaç kişi bulunduğu mekânda tek başına ve bir sevgiyi paylaşmaktan yoksun? Kaç kişi günün başlangıcından beri kafasına takılmış olan düşüncelerini paylaşacak ikinci bir kişiden yoksun, yapa yalnız? Ya da kaç kişi günü istediği şekil yaşamış ve yaşadıklarını bir küçük tebessümle karışık, birkaç sevgi sözcüğü duyarak paylaşmak ve yaşadıklarının tadını çıkarmak için yanında bulunmasını istediği bir ya da bir çok dostun yokluğunu iliklerinde duyuyor?
Soru... Soru... Soru... Yüzlercesini sormak olası...
Her soruya verilecek bir yanıt ise muhakkak vardır. Ancak nasıl bir yanıt? Yanıtları düşündük mü?
Bazı soruları, o anı kurtarmak için kendimizi savunma içgüdüsüyle hareket ederek yanıtlarız.
Kimi zaman soruların yanıtlanması karşımızdakinin içtenliğinden kaygı duyduğumuz için hiç de önemli değildir. İşte öylesine bir yanıt veririz. Aslına bakarsan verdiğimiz yanıtlar kendimizi de tatmin etmez. O an ki şartlar onu gerektirmiştir! diye düşünürüz
Bazı sorulara verilen yanıtlarsa tamamen içtenlik doludur, samimidir. Belki de böyle bir sorunun sorulmasını çok uzun zaman beklemişizdir. Her neyse..
Bu yazının amacı verilen yanıtlardan daha çok yalnızlığa gidilen yollardaki gerekçeleri tartışmaya açmak, buradan hareketle kişilerin kendi kendilerini sorgulayarak yalnızlıkta ki rollerini irdelemektir.
Yazının başında ikinci olarak ifade edilen, hani o istememize karşılık bir zorunluluk olarak karşımıza çıkan ve tasvip etmediğimiz sonuçlarla baş başa kalmamıza neden olan yer yer yaşamımızda olumsuzluklar yaratan yalnızlıklar var ya işte o yalnızlıkları konuşmak öncelikli olsa gerek.
Çoğunlukla zorunlu olarak gelip karşımıza çıktığını iddia ederiz. “Ben tercih etmedim tamamen şartlar buraya getirdi.” Deriz. Bu iddialarımızda haklılık payı da olabilir. Ancak hemen birçok soru sormak gereği de hemen ortaya çıkar. Peki, hiç düşündük mü bu gün şikâyetçi olduğumuz aslında geleceği dünden belli olan yaşadığımız bu yalnızlığın oluşumunda bizim payımız ne kadardır? Yaptıklarımızın, yaşadıklarımızın, tercihlerimizin ya da beklentilerimizin bu güne etkisi hiç yok mudur? Yaşayıncaya kadar yaşanmasının önüne geçecek birçok fırsatı bilinçli ya da bilinçsiz olarak biz kaçırmadık mı? Toplumun tercihlerinin bizim tercihlerimizden daha baskın çıkmasına göz yumarak ya da umursamayarak bir yerde yalnızlığa giden yolun önünü biz açmadık mı? Birçok güzelliği paylaşarak kurtulmuş olacağımız bu günkü bu sorunun kaynağında dün esirgediğimiz bir selamın ya da hiç gerek yokken ön plana çıkardığımız hayalî tercihlerimizin etkisi yok mudur? Sadece bu kadarla kalmamalı. Başka şekillerde de sormak sorgulamak gerekir.
Yaşamımızı paylaşmak için tercih etmeyi uygun görebildiğimiz birçok kişiye bu tercihimizi açıkça ve çekinmeden gidip söyleseydik bu gün bu yalnızlığı yaşıyor olacak mıydık? Önümüze çıkan belki de çok olağan üstü bir yaşam sunmayacak gibi görünen aslında bu gün değeri maddiyatla ölçülemeyecek mutluluğu verecek fırsatlar ta yanı başımıza gelmişken, tercihlerimizi mevki, makam ya da maddiyat vb. yana kullanarak önümüze çıkan fırsatı elimizin tersiyle hiç düşünmeden geri itmeyip birazcık düşünseydik acaba bu günü, tercih etmediğimiz bu şekilde mi yaşıyor olacaktık.
Yeniden bir kez daha sormalıyız bazı soruları kendi kendimize; bütün bu süreçlerde yaptığımız özveri ne kadardır? Hep ilk adımı birisinin atmasını beklenmeden o ilk adımı biz atsaydık acaba çok şey mi kaybederdik? (Hatta belki de kim bilir çok geç kalınmamıştır) Bu adımı bu gün atabilir miyiz? Diye.
Yarın, çok geç olmadan düşlerimizi paylaşacağımız, aynı havayı solumaktan büyük mutluluk duyacağımız, birlikte geçirilecek çok kısa anların yıllara bedel olacağını düşündüğümüz bir dosta, tüm içtenliğimizle, sıcak ve farklı bir merhaba desek, sıcak bir bakışla ve yürekli bir itiraf ta bulunsak acaba çok şey mi kaybederiz?
Kim bilir belki de o da bizin gibi düşünüyor, o da bizin gibi tercihlerini gizlemekten yana kullanarak bir arayış içindedir.
Fark edilmek ve fark etmek için yarın ve yarından sonrası çok geç olabilir. Yoksa aradığımız mutluluğun anahtarı biraz yürekli olmak mıdır?
Bu sorulara içtenlikle yanıt vermek bizi nereye götürür acaba?

Dost Kalemler şiirle destek vermişler, teşekkürlerimle ve izinleriyle

UFUK, EVRENİN YALNIZ ÇOCUĞUYDU...
Bir Şubat gecesi,
Bulutlar yıldızlara kızgınken,
Ve mahkumken Kentler içimde koyu bir yalnızlığa,
Telaşlı kalabalıklar getirdin,
Mehtabın yorgun hüzünlerinden,

Eski bir İstanbul şarkısı,
Bir Ayvalık Temmuzu,
Diyarbakır surlarının gizemi gibi
Geldin yalnızlığıma…

Sesin; Mardin sokakları gibi,
Her rengi kucaklarken,
Batı Karadeniz yeşilini izliyordum,
Korkularından utanan gözlerinde,
Hoş geldin içimde ağlayan şiirlere…

Kayra imparatorunun içi boş mezarı,
Heredot’un Marina’ya bakan heykeli kadar yalnızdım,

Rodos Şövalyeleri,
Bodrum kalesini terk ederken,
Ufuk, evrenin yalnız çocuğuydu,
Ellerim gibi…

Hoş geldin sevgilerin en beyazı,
Hoş geldin sevgilim,huzurum,
Adımı,
Dünyamı, şiirimi değiştiren melek,
Asırlardır beklediğim,
Hoş geldin yüreğimin kalabalık sevinci...
....................İbrahim EROĞLU Şubat 2008

Reşat Karabağ
Kayıt Tarihi : 28.2.2008 21:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hüseyin Hikmet Esen
    Hüseyin Hikmet Esen

    Çok çok güzel..Etkilendim dostum, kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Rifat Kaya
    Rifat Kaya

    Çok hoş...

    Cevap Yaz
  • Gulnare Leman
    Gulnare Leman

    severek ,beğenerek okudum.tebrikler Hocam.Kaleminiz var olsun.sayğıyla

    Cevap Yaz
  • İbrahim Şahin
    İbrahim Şahin

    kaleminize yüreğinize sağlık, güzel paylaşım.Tebrikler

    Cevap Yaz
  • Erol Duran
    Erol Duran

    Reşat bey elleriniz dert görmesin.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Reşat Karabağ