Sayfalar hep kirli kalır bir nokta ile
Virgülsüz yarınlarımız ay karanlıkta ise
Sürgünler nedendir hiç düşündün mü?
Yalnızlık neden içler acısıdır dilenci mutluluğa?
Resmedeilen karelerde kimler var ki acıtmayan
Kimler okyanuslar(da) kulaç atmadan hayatta kalabilme savaşında
Var yok arası gitme kalma sırası bir hüküm verilen
Sorgu(sus) yargı(sız) infazlarda hayat dedikleri hayatımızdan ''da'' ile bölünen
Sev(da) savaşların(da) ..
Soruların içinde bul cevapları insan
Adını koyamadığın her çizgisiz kağıtta dokundur ellerini
Yazmak resmetmek renklerin dansın(da)
Cahillik düşer belki aydınlığın karanlığın(da)
Sözler süslü bir kadın edasın(da)
Gözler okyanus dalgasın(da)
Yalnızlık ıssız bir liman kuytusun(da)
Gece yıldızlardan yılgın bezmiş sabaha
Bana sorma bilmiyorum sürgün nedir?
Annem gibi ak sütü gibi helal değilim
Belkide beşiğinde hiç masal dinlemeden uyuyan cılız bir geçmişim..
Ey! Sus olan incitmez bir ismi eklerinde insan
Yalnızlığın(da) ne çok var bak ayrılmış _da ile ruh
Sen sorma bana SUS ve Dinle
Bak ve Gör
Ama sürgünlerin bir yanı hüzün bir yanı ayrılık
Bu ayrılığa karşılık işte yalnızlık...
Kayıt Tarihi : 19.12.2008 22:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Dilek Hokkaömeroğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/12/19/yalnizlik-ve-da.jpg)
Ama sürgünlerin bir yanı hüzün bir yanı ayrılık
Bu ayrılığa karşılık işte yalnızlık...
Çok güzel. Gönlünüze sağlık.
Cevapları bulmak yetmiyor; şıklar ele ayağa dolanıyor.
Sevgilerimle
Ama sürgünlerin bir yanı hüzün bir yanı ayrılık
sorma bana SUS ve Dinle (DİN-Lİ-YORUM)
Yalnızlığın(da) ne çok var bak ayrılmış _da ile ruh
Ey! Sus olan incitmez bir ismi eklerinde insan
(DİL-EKim) beşiğinde hiç masal dinlemeden uyuyan cılız bir geçmişim
Annem gibi ak sütü gibi helal değilim
sorma bilmiyorum sürgün nedir?
Gece yıldızlardan yılgın bezmiş sabaha
Yalnızlık ıssız bir liman kuytusun(da)
Gözler okyanus dalgasın(da)
Sözler süslü bir kadın edasın(da
düşer belki aydınlığın karanlığın(da)
Yazmak resmetmek renklerin dansın(da)
Adını koyamadığın her çizgisiz kağıtta dokundur elleriniAdını koyamadığın her çizgisiz kağıtta dokundur elleriniAdını koyamadığın her çizgisiz kağıtta dokundur elleriniAdını koyamadığın her çizgisiz kağıtta dokundur elleriniAdını koyamadığın her çizgisiz kağıtta dokundur elleriniAdını koyamadığın her çizgisiz kağıtta dokundur ellerini
Soruların içinde bul cevapları insan
Sev(da) savaşların(da)
Sorgu(sus) yargı(sız) infazlarda hayat dedikleri hayatımızdan ''da'' ile bölünen
Var yok arası gitme kalma sırası bir hüküm verilen
Kimler okyanuslar(da) kulaç atmadan hayatta kalabilme savaşında
Resmedilen karelerde kimler var ki acıtmayan Resmedeilen karelerde kimler var ki acıtmayan
Resmedeilen karelerde kimler var ki acıtmayan
Resmedeilen karelerde kimler var ki acıtmayan
Yalnızlık neden içler acısıdır dilenci
Sürgünler nedendir hiç düşündün mü
Virgülsüz yarınlarımız ay karanlıkta ise
Sayfalar hep kirli kalır bir nokta ile
...........................................................
neden hep cevaplarını bildiğimiz soruları sorarız başkalarına... sorusunu bilmediğimiz cevaplar değil mi konuşamadığımız, yazamadığımız....YAŞAYAMADIĞIMIZ...YALNIZLIĞIMIZ...'beşiğinde hiç masal dinlemeden uyuyan cılız bir geçmişim.. ' de, dilim dolaşır dizlerine bakınca... uykum uçar... şakaklarımdaki okşanmamışlığın aklarını gösteresim gelir... kır düşer, kırağı düşer yüzünün eğilişine... korkma...ne diz ne dize aramak niyetim. yasak şiirlerin, YALINIZ sevgilisiyim ki yalnızlık daralmış kalabalıktan... akşamını bildiğim günüm, gündüzüm işte... sürgünüm, sürgünüm, sürgünüm işte...
ayrılığı bilmeden yaşanabilir mi aşk... ki ölümü bilmek değil mi yaşamı farkederek yaşamak?
sürgünüm işte...
AN’LAM SÜRGÜNÜ
Denize bakar, seni görürüm.
Yağmura bakar seni görürüm.
Şiire, gökyüzüne ve yüzüne bakar seni görürüm. Boyadığım portrelerine bakar seni görürüm.
Görünenin içindeki görünmeyen, değişenin içindeki değişmeyensin, anlatamadığım.
Resimlerinizle neyi anlatmaya çalışıyorsunuz diye soruyorlar ya, iyi niyetle, şöyle diyeceğim; ANLATAMADIĞIMI.
İçimdeki boşluğa ne kadar çok yazar, çizer, boyarsam, kalan kısmıdır anlatmaya çalıştığım diyeceğim.
Ayın, yıldızın, mucizelerin dışındakileri görüyor musunuz diyeceğim.
Durağanla devingenin arasında bir yerlerde bulunmanın acısının, ne olduğunu düşünebiliyor musunuz diyeceğim.
Fotoğrafa, sanata birer –çı, şiire, seviye, evrene birer –ci eklesem ne dersiniz diyeceğim.
Var olanın aynısı, kendisi, benzeri misin ki,
seni anlatabileyim?
Saniyenin kaçta kaçında, ne kadar değişiyoruz?
Bu kocaman bir soru değil mi?
Anlatmaya çalıştığım soru ya da cevabı değil,
çünkü ikisi de değilsin.
Böcek dilinde,
ipekböceğine ya da bokböceğine sormak isterdim.
Ne yapmaya çalışıyorsunuz?
Bok sözcüğünü edebi bulmayanlara, o, dışkının içinde bir dünya, bir yaşam kuruyor, ya sen, derdim.
Ben ki aynı uğraşın içindeyim.
Çünkü ne yarında durağan, ne de düne yol alıp ölecek olan an’ın değil, hep şimdiciğin içindeki an’ın peşindeyim.
Yazdıklarımda, çizdiklerimde, boyadıklarımda seni gönderdiğim kendim, ya da kendimi gönderdiğim sensin ki eksik olan, olamayandır, anlatmak istediğim diyeceğim.
günaydınla...
sevgiyle...
dostlukla...
TÜM YORUMLAR (3)