derin sessizlikteyim
icimdeki yalnızlık tutuşuyor
söndüremiyorum
ay tutulması gibi
yüreğim
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Devamını Oku
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
'Yalnızlık Tutuşuyor' şiiri de öbür şiirleri gibi aşk okuyor Rezzan Kafalı'nın. O hep 'derin sessizlikte'
içindeki yalnızlık tutuşur hep onun.
'söndüremiyorum' der ama yine de dimdik ayakta olduğuna bakarsanız 88 yaşında, söndürmüş diyebilirsiniz rahatça. Yoksa adamı öldürür bu sevda.
Ben Kafalı'nın şiirlerinde, önce de bir kaç sez söylediğim gibi imge yüklü dizelere tutuldum. Bakın onun yüreği de 'ay tutulması' gibi. Tutulan ay nasıl olur? Kapkara. Demek ki aşk karatmış yüreğini şairimin.
'Gözlerin dağlara tırmanır' Buyurun, buna ne diyeceksiniz? Ben şunu derim. Keşke bu dizeyi ben yazmış olsaydım. Keşke benim de dağlara tırmansaydı gözlerim...
'Seni gormek gibi suskun
Seni gormek gibi sancılı
Seni beklemek gibi
Sahipsiz şehirlerde
Yaslarda gibi dünkü şehir '
Şirin tümünü kazıdım belleğime.
Şiirini seviyorum Ressam Kafalı. Senini şiirin benim şiirim. Bunu niçin söyledim. Çünkü ben hoşlanmadığım şiirler için, şairlerini kırmamak amacıyla, 'Senin şiirin benim şiirim değil' derim. Ama yineliyorum Rezzan'ın şiiri benim şiirim.
FEV
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta