Bu gün dolmakalem ağladı
Beyaz kağıtların üzerine
Döktü siyah gözyaşlarını...
Satırların yol diziminde
Koşuştu bütün sessiz harfler.
Onları yerlerine sesli yerleştirdi
Kalemin sahibi yazardaki gözler.;
Dudaklar kıpırdadı, aralandı,
Dil çıkıp sahneye tercüme etti
Ve...kulaklar bir "öykü" dinledi.
Damarlardaki akan kanlarda
Bir telâşlı koşturmaca başladı
Akım...beyine ulaştı;
Ürperdi yürek metazori
Titredi ayaklar, üşüdü eller,
Ürperdi tüm beden, sanki bir deprem.
Kirpikler sık sık açılıp kapandı
Bir yorum çeşmesinin vanası
Özgürlüğüne serbest bırakıldı.
Boşaldı yanaklardan gözyaşları...
Masadaki bir mürekkep hokkasına.;
Hokka'nın içi çok fena karıştı
İçeride bir acele renk telâşı...
Koyu üstünlük sonunda
Kendini kahraman ilân ederken
Hırçın dalgalanma dibe çöküp duruldu.
İçeride oluştu bir kırmızı deniz...
Dolmakalem, daldı hokka'nın içine
Bir derin nefes aldı, dışarıya çıktı,
Ve...titrek titrek inleyerek
O yazının başlığını yazdı...
"Yalnızlığın adı ÖLÜM!"
Ahmet Durgut
Kayıt Tarihi : 2.5.2022 06:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sükun
Ayse Mentes Purcell
Bu kadar yakınken ölüme,
Bu sükunet niye?
Belki de yalnızlığa açılan bayrak
Yalnızlık ölümden öte.
Bu kadar yakınken ölüme,
Küçülür hayat bir film şeridinde.
Bırakır, gider ihtiraslar, arzular bedeni
Bir sükun kalır geriye
Yalnızlıktan öte.
Sayin Ahmet Durgut Bey,
Ellerinize , yüreğinize sağlık.
Şiirinizi çok beğendim.
Yukardaki şiirim sizinle değişik yönden aynı temayı işlemiş.
Bilginize ve beğeninize sunmak isterim.
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (1)