Her gece bir başka sarmaya çalışır ışıklar
Içinde bulunduğum bu şehri
Işıklar mı yeter, asiliğini sarmaya.
Voltajı düşük caddelerin, karanlığın kollarında kaybolduğu gibi
Dört duvarıma gömdüm yalnızlığımı
Yalnızlığım ses geçirmez...
Bu şehirde gökyüzünün tek bir yıldızı olmaz.
Bir tane düşüverse, göz kırpmadan kalır, kaçmaz.
Hangi sapan yeter, kilometlerce uzaklığa,
Gökyüzünü yalnız bıraksın diye, vurmak adına...
Bu şehirde gökyüzü dört mevsime gebe,
Duyguları bulutlu, sancıları hiç bitmez.
Güneşi yalan, yağmuru şiddet
Yağmuru şiddetle vurduğu gibi
Stres yağmuru gibi
Üstüme yağdı yalnızlığım...
Ne sevmen yürekten oldu, ne gelmen ebedi.
Ben her gece bir kez atarım seni içimden.
Bastığım yerlerde, adımlarım iğne
Kaybolup giderim, gölgelerin arasında
Silemedim pas tutmuş yalnızlığımı...
Hangi çatı altında hayat var.
Kupkuru gürültüler, tırmalar kulaklarımı.
Beynimi sulandıran dillerle.
Bir milim dışarıya kaymaz yalnızlığım...
Bu şehirde insana tek arkadaş kitap.
Yüz üstü bırakmaz, sırtından vurmaz.
Hangi çatı altında yüksek sadakat var.
Sevgiden aşktan yana.
Kapattım kapılarımı dış dünyaya
Sağırdır odalarım, ses geçirmez.
Ağzından emziği alınmış bebek gibi
Ağlıyor yalnızlığım
Çatlasın...
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Beğeniyle okudum, anlamlı ve güzel çalışmanızı, tebrik ediyor ve tam puanımla da kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta