Belirsizlik içinde yaşamaktansa; bu belirsizlik içinde yok oluşumu izlemeyi yeğlerim... Ruhumu kanatan herkes cezalandırılmalı… Bunu ben yapmalıyım… Eğer bir kelebek ömrüm olsaydı dokunduğum çiçekten haz almayı isterdim… Yüreğim hep açıktır benim… Gelene de gidene de…
Canım her yandığında uğursuzluk sayarım… Yeni güne öyle başlarım. Ama bu kadarda kötü olmaz ki hayat. Bu kadarda karmaşık olmaz ki... Bu kadarda mutsuz olmaz ki insan? Bütün terk edişlerimin sebebi vardır… Sebepsiz gitmem hiçbir yürekten. Ya adam çok yüreksizdir, ya da ben fazlayımdır ona… Klişeleşmiş bir aşka hiç eyvallah demedim. Her hata başka bir hatayı doğurur kendini bilmeyen biri için. Benim hatam ise hala nefes almak… Bir büyü olsa, çok uzaklarda aşk yaşasam ve bu aşk beni denize götürse… Kötü olan ne varsa silinse usumdan… Gülümsemeyi unutmasam hiçbir zaman… Ruhumu çoktan gönderdim oraya… O deniz kenarındaki kayalıklara uçsuz bucaksız bir deniz ve bu denizin maviliğinde huzuru aramaya gönderdim ruhumu… Bulduğunda, bavulumu yine parmaklarımın ucunda hissedip gideceğim… Sensiz belki… Seninle olmayacak biliyorum… Kusura bakma sevgilim anlamsızlığının ötesine gidemiyorum… Seni bu antik kentte bırakıyorum… Her an aklında kalmam için burada nefes alacaksın… Burada kim bilir ve acabalarla cebelleşirken sen, ben denizin sonsuz maviliğine ineceğim. Telefonun çalmayacak artık. Adım yazmayacak… Varlığında kaybettiğim sen yokluğumda sonsuzluğun soğuk koynuna bırakıvereceksin kendini.
Ruhumu kanatan ne varsa söküp atmak isteği uyanıyor içimde. Ve senide sensizlikle birlikte denizin sonsuz derinliğine gömmek, asırlarca oradan çıkarmamak istiyorum. Kimse görmesin seni, kimse dokunmasın istiyorum. Değer misin bütün bunlara, yani bu beyin yorgunluğuna değer misin sen? Şimdi üzülmenin sarhoşluğundayım sadece… Eski bir hatıra olacaksın zamanı gelince… Rafta kalan birkaç şiirden biri olacaksın… Kıymetini bil. Herkese yazmam böyle sevgiyle. Özeldin sadece… Ve kaldın sen o mevsimde… Yaz başıydı gittiğinde, döner misin yoksa kalır mısın olduğun yerde…
Şimdi yağmur daha derin denizden. Yani senden…
‘’Bağlılık, yâd, itaat etmek…
Bu üç fiili gerçekleştirmenin en şaşalı yolu dervişin mürşidine sunduğu bir zarftır.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla