YALNIZLAR MEZARLIĞI
Fevzi Emir Yılmaz
"Sar," diyordu yüreğimi uzakta bir yâr,
Geçerken sevda mevsimi, şakakta aklar...
Aşk, "yalan," diyor artık dudaklar;
Kalpte bin inkar...
Bilmem, nasıl anlatmalı deli gönüle?
Yanmanın zamanı geçti,
Artık vakit dar.
Bir sevda kuyusu ki, düşen sağ çıkmaz;
Saçları simsiyah, kirpikler dahil...
Gözleri bir umman gibi, kaşları sahil...
Yenik düşer nazar eden güzelliğine,
Âlim olsa, aklı çıkar, döner Mecnun’a;
Uykudan, aşktan kesilir; gelmez kendine.
Bülbüller susar, o konuşunca;
Yer, gök kulak kesilir tüm sözlerine.
Bir ben duyamıyorum seslenişini,
Bir ben çözemiyorum cümlelerini...
Kulağım sağır, gözlerim kör, dilim lâl;
Bir beni çaresiz bırakıyor,
Ondaki bu hâl.
Açık kalmış bir pencerenin aralığında
Bir ileri, bir geri sallanıp duruyor
Biçare yüreğim...
Kornişte takılı kalmış bir perde gibi;
Ne dışarıya ait, ne de içeriye...
Işık ile karanlığın arasında bir yerde gibi.
Hele o kahrolası bitmeyen bekleyişler
Ve ardından sabahı olmayan
Kapkara bir gecenin çıldırtan rezilliği...
Tüm bunlar yetmezmiş gibi,
Bir de...
Bir de kırılan, dökülen,
Paramparça olmuş bir kalbin temizliği...
Geçtim artık gözlerinin güzelliğinden.
Bakma, görme beni, tanıma bile.
İster “hatırlamıyorum” de,
Ne çıkar artık? İster “küstüm” de...
Yalnızlar mezarına koyup da beni,
Bir kürek toprak da sen at üstüme.
Kayıt Tarihi : 16.10.2023 22:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!