YALNIZ ÜŞÜMELER
Selvi boylu çınarlarımın boynu bükük
Dertlerimizin tüm ağırlığı dağların sırtında gibi belleri bükük
Yıkık dökük günbatımlarının kızıllığı kendine yabancı
Bize yalan kentler
Bize yaban eller
Çürümüş bataklık kokusu topraklarda elbet açmaz sümbüller
Çıplakken bu kadar akasyalar
Ve solgunken bu kadar gülün kırmızısı
Elbet konmaz dalına bülbül
Biz böyle değildik
Dost sofralarında bağdaş kurmalar, halaylarda omuzlardık
Kahkahalarımız vardı
En okkalı küfürlerimiz
Ve gözyaşlarımız vardı Anadolu'ya su misali akan
Bazen bir güzelliğin yitmesinden, bazen de gelmesinden
Uzaklaştıkça kendimizden önce ninniler sustu
Sonra umut Kaf Dağı oldu
Açlığa yatan bir bedenin erimesi gibi eridi yürekler
Azaldıkça biz, arttı feryat
Sustukça biz, kırılan onurumuzun çığlığı figan
Dal budak yeşile çalmalarımız karardıkça
Çöl sarısı mevsimler yağdı bulutlarımızdan
Nereye ve ne zamana kadar
Buz mavisi soğuklardaki hayvani ve yalnız üşümeler
Ve biz hayatın orta yerinde
Selamsız ve sabahsız zamanların kurşuni ağırlığı iliklerimizde
arıyoruz ellerimizle söndürdüğümüz ateşi
Aramalar ümitsiz ve delice
Yitip giden sadece bir an değil çünkü
Tek başına birimiz de değiliz kaybolan
Kaybolan herşeyiyle biziz çünkü
Ondandır çıldırmalarımızın deprem etkisi
Ondandır lağım farelerinin güzelliği
Ve bal arılarının zehirden petekleri
Sayısız düşmelere ve kalkmalara rağmen
Vazgeçmeyişimiz ve ölesiye inadımız
Azalan vaktin bilincindeki kalbimizin intihar hızı atmaları
Başka umar olmadığını bilmemizdendir telaşımız
Bulamazsak kendimizi ve dönemezsek kendimize
Soluğumuzun susacağını bilmemizdendir
Son zerreleri de karıştı mı toza toprağa umudun
Giyotin yemiş kanlar akacak ömrümüzden
Ne bir hekim, ne de bir ilaç
Nereye ve ne zamana kadar
Buram buram ülkem kokan sabahların koynunda uyanmak
Sonu hüzün olmayan düşleri gülümseyerek görebilmek
Küfür etmeden ve kursağımızda kalmadan yutabilmek kuru ekmeği
Dağ yangını özlemlerimiz ve daha neler neler
Dahaların cazibesinde boğulmadan, birazcık yeter diyebilmek
Bize yabancı sevmeleri nefretimizde boğup
sarılmak biz kokan sevgimizin sıcaklığına
Köklerimizin tekrar kavuşması biz renkli topraklarımıza
Birazcık daha sevgi ve onun kadar nefret
Birazcık biz diyebilmek.
Yılmaz Bozan 05-08-2010 Antalya
Yılmaz BozanKayıt Tarihi : 27.10.2010 19:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!