Yalnız Kurt….. Şiiri - Servet Alkan

Servet Alkan
426

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Yalnız Kurt…..

Yalnızdı
Aç ve Özgür
Bulanık düşünceler içinde
Yıllar gelip geçiyordu oysa…
Şubat soğukları gelip çattığında
Bir karanlık gecede
Başını kaldırdı ve gördü onu
Neydi ki bu böyle….
Ne güzel Ritüel…
Gecenin hüznünü yırtan ışık
Seslendi;
‘’Kimsin Sen Kim? Eyyyy Benan…? .’’
Tatlı bir tebessümdü karşılığı
Sonra ve/ya nice sonra
Neden sonra
Ses verdi
Dolunay……:
-‘’Benim Ben Eyyyy Zilal….’’
Zaman ilerliyordu
İlerliyordu kararsız
O da yalnızdı
Kırık bir sevda,Hüveyda…!
Balık otlu bir menü
Tutulmalara karşı…
Aşk küllenmişti oysa…
Bu farklı olmalıydı
Bu özlem ve/ya Erva…
Evet bu özlemin kökleri
Aşkdı,ve/ya yalnızlık…
Kara Halile sundular,Kundagan
Sarıldılar birbirlerine…
Ölümden önce ve/ya biraz önce
Ekmek ağacı ve Fenomen
Biri iki eylemek adına
Ve/ya ikiden Bir çıkarmak uğruna.
Tutku adına…Gökcanda iki Can…
Çakşır köklü kamışda
Damkoruğu veya Düğün çiçeği
Farklı dünyaların farklı desenleriydi
Yürek uyuşmazlığı; en kısa ve zahmetsiz saklanma….
Fizan’da buluştuklarında..
Çünkü bir sürgün yeri idi…
İyi bir Ozan veya bilmem ne
Kendine ne kadar av süsü verebilirdi ki?
Uzattı pençelerini,bir anda: yeldem
Tam göğsünün ortasına
Çünkü o bir Alfa erkeği idi…
Canı yandı Dolunayın;
Çünkü o bir Dominant kadın idi
‘’Terk et bu toprakları,Çık Fizandan
Benim sürgünlüğüm bana yeter ‘’
Özgürlük ağır basdı, Firar..
Veya Beddua…ayrıldı yollar
Bir daha;
Gecelerine düşmedi yalnız Kurdun…
Bir daha açmadı
Karanlık gecelerde
Keskin gözlere…Zülfibar…!
Akıp gitti zaman
Acımasızca,
Sevda sahillerinde söylediği
Siyah-beyaz Yalanlarla
Bir sigara içimlik
Putreller düştü göz temasına
Kayboldu diğeri ve/ya
Gömüldü sevda
Dicle nehrinde,Çayönü harabelerinde….
Derler ki;
Her Eylül on dördünde
Görünürmüş Dolunay
Derler ki;
Her Eylül on dördünde
Belli edermiş
Göğsündeki Kurt pençesi
Ve ızdırap…
Birde Efemine kılıklı
Kendini bile kertemeyen keleler
Sürüldükçe Gölgeye
‘’Kayışkıran otu kullanan cinsten…’’
Zül akar şimdi….Kırmızı Gülden…
Derler ki;
Ölmeden içindekileri
Kül eyledi bıraktı Rüzgara
Yalnız kurt
Derler ki;
Dünyanın dört bir yanında
Zerreleri aşıklara yol gösterirmiş
Sadece bir parçası kaldı geriye
Aşık Kemiği..ve/ya Ajda Rah avuntuları
Her Eylül ondördünde
Kendini göstermek için açtığında
Göğsündeki pençe izi göründükçe
Sızlarmış topraklar içinde
Bir Çadır çiçeği…
Ziyaretsiz bir mezar ve Zambak….
Derler ki;
Şairin; sebebini araması,
Şiirin, şairi anlaması manasızdır…
Ölü yürekte Dilşikar ve/ya Firkat…

Servet Alkan
Kayıt Tarihi : 20.10.2012 21:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Servet Alkan