Şehrin gürültü karmaşasına attım kendimi, kendimi duymak istemiyorum.
Bu büyük yalnızlığı bozacak iki şeye ihtiyacım vardı, bir futbol sahasındaki seyircilerin tezarahütleri, veya marşları kendi sesimi duymama engel olabilirdi.
Diğeri ise, bir uçurumun en yüksek tepesinden salınırken aşağıya rüzgarın çığlıklarının kulağımı cığmalaması idi.
Ama ne yazık ki, unutmaya çalışsam da sesten boğulsam da içimdeki dinginlik durmuyor, her bir dehlizin suları altında kalmış köprüleri tekrar yukarı çekiyor ben ise en aşağıya düşüyordum.
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta