Araba seslerine karışıp gitti bağırmalarım,
Soluklarım az biraz soba dumanına kızgındı.
Ceplerimde öksürük yutmuş, yıpranmış mendillerim.
Adımlarımda kaçmalarımdan biçmişti payını.
Sokaklarda görmezden geldiğim geçmiş zaman kipi,
Nedeni oldu nedensiz ağlamalarımın.
Herkes nasibini almıştı, küfürdü suç ortağım.
Ve konu sendin; fazlaca yalnızlığım.
Sandığa atılmış tonlarca tozlu kelimeydi hikayem;
Sıra; sıraya dizme faslıydı.
Belkide tek hatam kelime oyunlarıydı,
Kural ihlaliydi belki itiraflarım.
İsyanım sana yalnızlık.
Doyumsuzca doydum sana.
Kaldırımlarca döktüm seni, yine de eksilmedin kendinden.
Bana karıştığınca büyüdün uzuvlarımda.
İnceden inceye bir sızıydın tel tel ayrılan.
Gittiği kadar kalandın bende,
O kadar ısrarcı, o kadar lüzumsuz.
Şimdi düşünüyorum bir akşam da gitmek için gelsen kapıma.
Ne güzel ağırlarım o zaman seni.
Bol şerbetli sofralar kurayım sana.
Ve saat gitmeye sonsuz çalsın.
Sarayım o kandıran kıvrak belinden.
İki damla gözyaşım akmalı her şey hazırken.
Kapı aralanırken fısıldamalıyım kulağına,
Sonsuza kaldırırken kelimelerimi;
Yalnız kal sayın yalnızlık.
Kayıt Tarihi : 27.3.2015 16:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ama ya yalnızlığın adı da sevgili ise. Çok güzeldi.
TÜM YORUMLAR (1)