sabahın ufku
emzirir gözlerde ki hüznü
kaygıyı
sevinci
sarı solgun yaprakları
rüzgarlara bırakır kendini
her nefesle
varla yok arasına
yeşeren taze başaklardan
atların nallarından
kayan yıldızlara
aydınlanır dehlizler
güneş ışıklarıyla
bir buğday tarlasına
kondurur taptaze buseler
dökülen her damla
toprakta bereketli hasatlara dönüşür
yağmur gözleyenleri
çıkarır zamanın üzerine
lezzetine sonsuzluğun
ebediyet sevincine taşır ruhları
çokluktan
hiçliğe
bıçak sırtı kadar keskin
kıl köprüler kadar ince
ateş denizlerinde
mumdan gemilerce
karanfillerce
mor menekşelerce
gezinir kutlu düşler
ruhlara
zümrüt-ü yakuttan kanatlar takar
çoğalır lodosun hışırtısı kadar çığlıkça
hiç durmaksızın
kızılca parlar güneş
yalnızca kendi aleminde
nice nice hayatlar
gözlerdeki yaşlar
sokulur geçmişteki hatıralara
her nefes bir surete bürünür
ilk kez bir kapı önünde açar hanımeli çiçeği
yokluklardan toplanmış
onca güzel renkleri
bir yığın acıyı bulup çıkarır hüzün
sonra düşleri
rüyaları
koyulur anlatmaya
bir bedende var olmanın muştusunu
ırmağın en son en diri çağıltısı
şehrin uğultusu
ince vicdan sızıları
sevgiye aşina anıları
yad eder kalp
ritmik tınısı
kızıl alevleri boca eder damarlara
uykuya dalınca
yalnız başına kalır gece
yalnız gecelerde sessiz kalır gök
özlemle ayın ışığı yıldızlara vurup
dünya aydınlanınca
her parıltı bir umuda yol olunca
zerrelere dönüşür
sımsıcak heyecanlar
amansız bir fırtınadan
gül kokan bahçelerden
çölün kum tepelerine
sessiz gecelerinden
ebedi sabahlara vurur
güneş
redfer
Kayıt Tarihi : 14.12.2016 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!