Yalan Şeylerin Asıl Kurbanı

Soğuk soğuk ne selam ne sabah
Günolurolmaza üstgeçit köprüceği radyodalgalı
Merdivenaltı atölyeliği gürültü boğumu klakson
Silkelenip turşusu çıkmış perişanını makaraladığı gibi
Gülüm şahım oynamaya
Ayaksız bir sandelyenin yer bulup dümdüz yayıldığı
Körün taşı kime denk gelirse
İbrahim de
Hacer de
Zöhre de
İsmail de
Hayatı kararık kim hangi fotoğraf yarısına
Çığlıklı sesler topluluğunca ibrelerden ses beğenip
Haksız hukuksuzluğun almış göçünü giden
Sazını düzene acıyan yerleriyle koparıp ver se de
Eli yüklendiği dertleri bir ayak olsa dahi
İlerilere götüremeyecek denli yaşık
Küskünlük kötürümü
Yavan
Nayloncu faturacıların düzenbazlığına kurban
Bakıyor
Konuşuyormuş desinlere arefe gününü bayram ayını
Kaş göz...dudak kipirdetme nöbetinde
Kendi kendini işleten zaman harcı...
Titriyor halbuki aşsız işsiz gömleksizlikten
Sessizliğin sazını ağıt perdesinden düz tutan
Yalan şeylerin aslı
Zaloğlu rüstem
Denizin dibindeki hatce
Zeynep.....zeynep...zeynep....

Seyfi Karaca.........Kasım / 10