I.
sayılı günleri kaldı şarkımızın
ağız tadıyla uğurlamak kısmet olmadı ömrü
albümler kayıp eski karton kutularda
naftalin kokulu kumaşlar
bir de dişleri kırık
fil dişi tarağı gençliğimizin
bir yaz rüzgarı gibiydik
beyaz yalanlı...
II.
seni beklemek bir hayat tutkusuydu
erken yalnızlıkların
gecikmiş gülümsemesinde kalabalıklara
bilirsin
kaygılı sokulganlıklarla
iner yüreğe bıkkınlık
mevsimi geçmiş giysiler gibi yabancılaşır
insan en yakınındakine
sevdiği yolları paylaşmaktan usanır
çocuklarıyla hatta
konuşacak çok az şey bulur insanlarla
ama nasılsa
yaşamayı da bırakmaz bir yandan
asılır bir ucundan gelen her günün
sanırım bütün iş
hatırında sevdalı eski dostlukların...
III.
öyle bir telaşla gelmişiz ki
can hıraş çarpılmadan yüzümüze kapılar
gelemiyoruz kendimize
ikinci bir denizi olmadan yürek yelkenimizin
boğuluyoruz ilk denizimizde
uçurumlar eskitmeye zamanımız yok
son bir cesaretle tutunduğumuz öykününse
rüzgarı zayıf çoğu zaman
sel vurmuş evler gibi kırılmışız
bir de hayat aceleye gelmez derler
bizler ki
aceleyle bekledik sadece
ya bir de
sırları dökülmüş aynalarımızı kırıp
koşsaydık üzerlerinden
o yalın gerçek denilen acımasızlığa...
Kayıt Tarihi : 16.7.2012 15:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!