Ben ankara'da doğmadım
Ama ankara'yı gezer,
Ankara'yı yazar,
Ankara'yı okurum.
Bana -sen ne anlarsın
Ankara'dan- diyorlar.
çamlar arasında çağlayan sular
çiçekten çiçeğe konan arılar
renk renk açmış o sarmaşıklar
şimdi o günlerin tadı yok sensiz
geçtiğimiz zambakların altından
Gidiyorum elveda
Unut artık sen beni
Görmem mümkün değildir
İnan bir daha seni.
Dinsin artık sevgilim
Dedemden öğrendim seni
Uzun uzun dua ederdi
Açardı ellerini semaya
Allahım, sen bizi koru derdi.
(yıl 1973-yozgat)
hey gidi koca şair
sen hastanelere düşecek adam mıydın
hani hiç sevmezdin oraları
hani şairler hasta olmazdı
hani karalar bağlamazdı
şair dostların
Çok yüksekten uçuyor helikopterim
Tutamıyorum avuçlarımdan kayıyor
Her taraf beyaz, karanlığa dönüşüyor
Bir boşluğa düşüyorum.
Burası çok soğuk, pencereleri de yok
Sevmekte sevilmekte
Gönül kısmetin azmış
Gönül kimi sevdinde
ezelden yaramamış
Kurtulmadı hala
Bana:
-Türk şairlerini tanıyor musun? -
diye sormayın, darilırım.
Onların kitaplarını okumadıysam eğer,
şairliğimden utanırım.
Bu boş oda dört duvar
Ben yalnızım sende gitme
Anlatacak çok şeyim var
Beni dinle gitme gitme
Otur şöyle başucuma
Ben, ölüme yalnız gidilir bilirdim
Oysa beni yalnız bırakmadılar
Ne çok sevenim varmış meğer
Hepsi peşimden geldiler.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun anısına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!