Gözlerim yaşarır yine bir gece vakti.
Aklımda bir rüya, dilimde de ezgisi.
Haykırırım sahilde, ince ve ürkekçe...
Sen hiç rüya gördün mü söyle ey sevgili.
Avazım çıktığı kadar bağırsam ne ki...
Güneşin parıltısı karartırken ayı,
Uykusuz, sabahı bekleyen gözlerimde
Göremediğim rüyamın izleri vardı.
Birkaç kuşun feryadı mı bu duyduklarım?
Ya da eski bir saatin tik takları mı?
Saldırmayın artık, yenildim kabul ediyorum.
Çöküyorum dizlerimin üzerine, beyaz bayrak var elimde.
Yoruldum, vurmayın artık. Kabul ediyorum,
yenildim ve o eski rıhtımda son yolculuğumu bekliyorum.
Martıların çığlıkları arasında baktım mehtaba.
Denize yansımıştı o güzel yüzün ve sen gülmüştün.
Dudağım büzüldü ve döküldü yaşlarım akıntıya.
İlk konuşmamız geldi aklıma, demiştin ya merhaba!
Herkesin vardır bir vakti,haykırmasının gerektiği.
Korku kemiriyordu kemiklerimi
Bir yaz esintisi vururken hücreme
Sanmayın sakın bir suç işlediğimi
Ne yaptıysam sadece kendi kendime
Bitebilir az sonra bu çırpınışlar
Duyamıyorum zamanın akışını
Birer birer her kum düşüyor
Tutamıyorum onları
Bir genç kız geliyor
Soğuktan üşüyor kolları
Nice aşk filmleri...
Tozlu kitaplarda kalan hikayeler...
Sayfalarından yaptığımız aşk gemileri...
Kahramanları biner, birer birer.
Kaç dalga yeter devrilmelerine?
Gökyüzü yeni ağarıyordu
Sen gidiyordun okuluna
Havada biraz buz ve biraz su vardı
Koşuyordum dosdoğru sana
Yalan söyleme sende bekliyordun beni
Bir kitabın son sayfasındayım yine
Bilirsin okumam ben son sayfaları
Hiç olmamalıydı bana göre son perde
İnsan sonsuzlukta kendine bir yer bulmalı
Bir efkar çaldı kapımı akşam esintisiyle
Korku ve yalnızlık
Su kadar olası
Kaç kez geçtin yanımdan
Oradaydın ve bakamadım
Korku, kemirdi kalbimi
Kalmadı geriye cesaretimden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!