Baharda rengarenk çiçekler gibi gel.
Güz gülleri solup dalından koparken.
İlham perim ol.
Vuslata susamış,
Dudaklarıma usulca bir buse kondurup,
Gözkapaklarımı kapatıver.
Bir kor düştü gönlüme ömrümün hazan mevsiminde
O yeller esip geçmişken
Bir sağnak bekledim ben.
Ecel kapımı çalanda
Çelimsiz,cansız bu bedeni müsebbip kollar kucaklasın.
08.10.2011
Hüznü kuşanmış karalı kalbime
İnce ince dökülen yaşlara
Sebebi sen olan
Somurtkan suratıma
Bir çare göstersene...
05.09.2012
Kim görür kim duyar
Ruhumun anaforlarını.
Düşlerimde verdiğin
Ilık busenin adı kalmış adı.
(Acılı arabesk kuşağının matem yüklü bir bulutuyum)
Verin bana
Olur olmaza kırılan
Ellerim böğrümde koyup kaçan
Mimsiz matemlere boğan
Platonik arıza yanım,
(Ahmet Haşim İçin)
Hazan bahçelerinin aşinasıdır her dem gönlüm
Gören duyan olmayınca neye yarar terennüm.
Çoktan geride kaldı
Ölümsüz aşkları insancıkların..
Hoyratça tüketiyoruz ömrün dakikalarını.
Bu can bizimmiş gibi.
Takvimden yaprak koparır gibi.
Ölen yalnız ve kimsesizmiş.
Lakin hırs ve inatla tutunur nefis.
Aşkının acısının hazzından başkasını tatmadım.
Aşkına susadığımın.
Gel gör ki;
Nefretim bile aştı aşk gibi yücelik abidesi hissi.
Sensizliğim, sonsuzluğa bir kapı araladığı gündür
Artık benimçin...
Aşk ne yaman.
Vuslat ne zaman.
İffet nerde saklı.
Nefret nasıl bir illet.
Hiddet mi galip nefse
Merhamet mi çıkar üste?
Aşk var olmakmış.
Vardan yokuz ikimiz
Görünmez bir çizgidir aramızda kalan.
Büyü müdür,efsun mu yaptığın? .
Ateşle oynadın.
Dönüp beni suçladın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!