Sen âlemin Rabbisin, bense aciz bir kulum
İstikamet üzere hakikat olsun yolum
Rezzak isminle rızık verip de doyuransın
Müminleri gözeten, koruyup kayıransın
Verirsen tok olurum, vermediğinde açım
Bu dünya gurbetinde ihsanına muhtacım
Mustarip kullarına acıyansın, şâfîsin
Başka bir şey istemem, sen varsın ve kâfisin
İkramı bol olansın, karşılıksız verensin
Zifiri karanlıkta karıncayı görensin
Ey âlemlerin Rabbi, rızana erdir bizi
İhlas bahçelerinden goncalar derdir bizi
Kullarına merhamet, şefkat edersin daim
Ezelden ebede dek, sensin bâkî ve kaim
Terbiye edicisin, kulun ve kölenim ben
Sen her zaman dirisin; fâniyim, ölenim ben
Yaratanı unutur, kul aciz ve zelildir
Aynadaki suretim, varlığına delildir
Ruhumun şulesidir, imanımla diriyim
Sermayem gözyaşıdır, Hakk’a müştak biriyim
İmanla yaşat, öldür; budur sana niyazım
Buz tutmuş zemheride sensin baharım, yazım
Zamanın ötesinde; hem evvel, hem ahirsin
Hasretin alev alev, kalbimizde zahirsin
Sevgin dağlar misali, gönüllerden taşarsın
Cihana hükmedersin, yüreklerde yaşarsın
Kökten suyu yürüttün, kuru dala can verdin
Mümini nurlandırdın; şeref verdin, şan verdin
Sözün aciz kaldığı cemaline müştakım
Sınırsız kudretine, kemâline müştakım
Aydınlığa gark eyler, cümle âlemi nurun
Göze ve gönüllere bayram olur zuhurun
Gönül inşirah bulur, rahmetin duldasında
İnsaf kalbi terk eyler zalimin sultasında
Ayrılığın közüyle dağlanırken yaramız…
Muhabbetin mumunu tutuşturur çıramız
Bu dünya cinnetinde sensin sığınağımız
Şerle savaşımızda vakur arka dağımız
Eğilip bükülmedik, elif gibi dik durduk
Hakikat eşiğinde nice hayaller kurduk
Hasretin tufanında sırılsıklam olmuşum
Cinnet anaforunda ben cananı bulmuşum
Yürek canla can bulur, canandan ayrı değil
Hicran sevdaya dâhil, sevdadan gayri değil
Deli taylar misali peşinden koştur bizi
Yak gönül çerağını, ısıt ve coştur bizi
Hayırla hemhâl eyle, şerden uzak tut bizi
İman üzere yaşat ve sonra uyut bizi
Ömür tükense bile hiç tükenmez emeller
Amel defterimizden taşsın güzel ameller
Zalimlerin önünde mazlumları çöktürme
Hesap günü mahşerde boynumuzu büktürme
Dert verdiğin kuluna dermanı verensin sen
O gün adalet üzre hesabı görensin sen
Gönüller can evindir, hoyrat ele yıktırma
Garibanı, zenginin ellerine baktırma
Yetimin gözlerinden akmasın bir damla yaş
Geçsin kimsesizlerin kursağından sıcak aş
Vahdet üzere yaşat, kardeş eyle ümmeti
Uhuvvet bâkî kalsın, halis eyle niyeti
Sen var eyledin bizi, dönüşümüz sanadır
İntizarın odunda yanışımız sanadır
Ümmet derin uykudan, silkelensin, uyansın
Kalplerden geçenleri, fısıltıyı duyansın
Kem nazardan uzak tut, basiret gözünü aç
Yaralı idraklere, iman en büyük ilaç
Kâinat bir seyrangâh, rengârenk bir kilimdir
Allah azze ve celle, en güzel vekilimdir
Mülteci hissiyata en büyük sığınaktır
Hayat yolculuğunda varılan son duraktır
Kulu imtihan eder, dertte saklar dermanı
Gönüllerin ziyası, Kur’an kutlu fermanı
Ezilenlere taraf, mazlumların dilisin
Zifiri karanlıkta kalplerin kandilisin
Kul dünyada kiracı, mülkün sahibi sensin
Kavurucu sıcakta gönüllere esensin
İman en büyük nimet, imansızlık zehirdir
Sevgin damarlarımda akıp duran nehirdir
Hâkim-i mutlaksın sen, hükmüne razıyız biz
Âlem bir buz dağıdır, görünen yüzüyüz biz
Murat almaya geldik, muradımız rızandır
Hakk’ı ayakta tutan; adalettir, mizandır
Çölleşen yürekleri vaha kılansın Rabbim! ...
Âlem tuz buz olsa da bâkî kalansın Rabbim! ....
Kayıt Tarihi : 7.5.2016 22:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!