Gözlerinde yaşlar bırakıp gitme
Sana diyeceğim söz var dilimde
Beni el içinde yabana itme
Çıldırma şaşırma beni terketme...
Bir sır mı var bırakıpta gidişte
Bir başına hüzün
Başına dikildi taşın
Mezarın sesiz, yalnız
Okunur ziyaretten, ziyarete adın.
Aydogar mavi gecelere,
Gelsin ahu dutu şarabın.
Bir boşluk var içimde
Olmayacak hayeller peşinde koşuyorum
Senin gittiğin günden beri
Zaman bile terk etti beni
Nasıl geçtiğini bilmiyorum ayların
Acılar kök saldı yüreğime
Bir daha aramam sevdiğin söyle
Korkaksın desende sana kırılmam
Kusurunu görmem yeter ki, gitme
Bir daha aramam sevdiğin söyle...
Gidersen bir daha geriye gelme
Bir garip tadı vardı sevdanın
Sevinç dalgaları karışmış
Birazda acıyla karışık
Baş dönmesi gibi
Garip bir esrarı vardı sevdanın.
Ateşini duyar gibiyim sahilde kumların
Sırası geldikçe atan yürek
Bir garip tadı var sevdanın
Biraz da acıyla karışık
Garip oluşu esrarlı sevdamın
Ateşini duyar gibi olurum sıktığım ellerinin
Bir gün sokaklarda birini bulacaksın
Gözleri kör olmuş
Yanakları çukurlaşmış
Kaldırım taşlarından yuvarlanmış
Dişler kırılmış
Kanlar saçılmış
Göz yaşımin
Damlacıkları işte orada!
Islattı toprakları, taşları ağıdım.
Elime ayağıma batan dikenlerde, kurudu kanım
Damla, damla
Gül kurusu renginde.
Gelirim sevgilim bekle demiştin
Kaç eylül mevsimi geçti gelmedin
Yolunu gözlerken ağardı saçım
Seyrettim mevsimi bu eylül ayı...
Özlemek derin yara, iyi olmaz bende
Bu gün boşluktayım
Yere göğr sığmıyor ayaklarım
Aklım başımda değil
Toplanmıyor akıl melekelerim.
Yitmişim çırpınıyorum
Rüzgara kapılmış dal misali,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!