yağmurlu
bir İstanbul sabahına açtım
toprak kokan gözlerimi
pencere diplerine ektim
gül-baharın ilk cemresini
gittiğin yollardan döndüm
elinde kalem asa
güneşin ateşine
kirpiğinin ucu dokundu
sensiz baharı gömerim yasa
gittiğin gün
bütün saatler yalnızlığa kuruldu
ne zaman açsam paslı gözlerimi *
alaca karanlığa gömüyorum güneşi
ıslak sokağıma
gülüşünün gölgesi düştü
ellerimde
bir demet saçların
kurumuş dudağın âhını aldım
gözlerime mühürlenmiş hayâlin
ne yana baksam / gölgeyim
şimdi
el pençe aşk yanıbaşında
bir saat tıkırtısında ölümüm
başakların diyârında
parmaklarım kördüğüm
kadife sesime
bülbülün ezgisi dokundu
yol ayrımında
gün ikiye bölündü
biçâre geceler
gündüzümü sırtından vurdu
düşlerime / kar yağdı
gecenin üşüyen elleriyle sardım
gül'ün kuruyan yapraklarını
kan çanağı gözlerinde
tavşan kanı çayımı demledim
yeşilin gözyaşında
aşkı yudumladım
sen ertesi her şey
günü birlik hayat
ömürlük bir kırıntıdır
yüreğime vuran yokluğun
dünüm topal,
bugünüm kör
yarınım...
gel! ...
şafağına günler doğurduğum
sustur! ...
şu deli rüzgârın türküsünü
yokluğunda gülüşüm
kelebeğin kalbinde atar
08 mayıs
Tülay SustamKayıt Tarihi : 8.5.2006 18:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
günü birlik hayat
ömürlük bir kırıntıdır
yüreğime vuran yokluğun
dünüm topal,
bugünüm kör
yarınım...
gel! ...
şafağına günler doğurduğum
sustur! ...
şu deli rüzgârın türküsünü
yokluğunda gülüşüm
kelebeğin kalbinde atar
Harika........!
şafağına günler doğurduğum
Muhteşem bir davet... :))
Sevgi ile kal daima...
şafağına aydınlık günler doğmaya devam etsin..!
sevgi ve saygıyla
TÜM YORUMLAR (14)