Bir düş bu, rüyalardan artmamış gerçeğe sığınık
Yalansız büyümeli o yüzden dallarında nergisler
Hışmını kaybetmeden rüzgar ansızın öpebilmeli
Bir çingenenin mor renkli fırfırlı alıngan entarisinden
Bir gölge, bir silüet ışıksız duvarlarda belirgin her an
Yalnızlık kadar çıplak ve sevişgen, yatak boyu sokulgan
Renksiz mi zaman, sorabilmeli o yüzden, grimsitırak
Siyahsız ama beyazsız, göksüz, kuşaksız bir yorgunluk
On ikisine vuran saat seslenmeden eritir geceyi
Ne varsa, sellere kapılmışcasına sürüklenir gider
Sessizdir yalınlık, bütün yanlılıklara sırtı dönük
İki kürek kemiği ortasındaki çizgiden akar suskunluk
Üstelik kışlar o eski kışlar değil, fırtınasız, gürülütüsüzlük içinde
Sanki hep bir ilkbahar kapı önünde el pençe durur
Bir eskici sokakta kaldırımsız taşları arşınlar yorgunlukla
Boş bir yatak, bir pencere ve yağan yağmur sarımtırak renkte
Yağmur, yatıyorken yatakta pencereden izlenilmeyi bekler durur
Bir güvercindir, taşlar arası oyuklarda yaşayan, yağmurlarda
İliklerine değin ıslak ve kokan nergis dalında su damlası gibi
Ben ise durmuş yağmuru gökle bir edip kendime yüz ediyorum
Reşat ÖztoprakKayıt Tarihi : 30.11.2019 20:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!