Yağmur sesi vurur usuldan,
Üşürüm…
Ve pencerem ikiyüzlüdür,
korumaya çalışırken bir yüzüyle
dedikodumu yapar öte yandan, yağmur taneleriyle…
Rüzgar karışır en ensest şekilde ilişkimize…
Damla… Rüzgar… Ses…
Seremonisidir yalnızlığımın…
***
Sen… Perde ardından bakan…
Gülümsersin belki…
Yağmur da ben de üzerimize alınırız.
Ve rüzgar…
Üşütür tüm ahlaksızlığıyla…
Yüzümü sana dönerim,
gidersin…
Perde kıpırdar, geldi derim
rüzgar, benim der…
Üşürüm yine…
Üşürsün…
***
İliklerime işlerken damla damla yalnızlık,
dedikodu ilişir kulaklarıma…
Yorulurum…
Ve bir el yordamıyla pencerenin pervazına atılan tokat olur
…mecalimin kırıntısı…
El acır, dedikodu susar, damlamaz olur yalnızlık…
…ısınırım…
Isınır odam, perdem kıpırdar…
Sen gelirsin…
***
Rüzgar eser,
yine mi? ..
Son bir sözüm var,
fısıldayıp kulağına, ötelere eseceğim der…
Es derim,
fısıldar…
O, gelsin diye üşütendim der…
Isın diye üşüttüm der…
Üzülürüm…
Rüzgar da üzülür… Ve gider…
Sen gelirsin,
Isınırım…
KEMAL SÜME/2012
Kemal SümeKayıt Tarihi : 1.12.2012 10:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ve bir el yordamıyla pencerenin pervazına atılan tokat olur
…mecalimin kırıntısı…
TÜM YORUMLAR (2)