sen yağmur ol
dinle etrafındaki eski sedalardan kalma güverteyi
çırpınıver sıcak kum tanelerinin arasında bir lâhza
kanatlarını yapraklarına değdir, baharda akasyaların
merfezlerin en koyu karanlık kulvarlarından em yalnızlığı
ahlat köklerine kadar in ve ne varsa topla eski sedalardan
uçurtmaların kuyruklarında dövün eski günahların için
sen çamlı bellerin heykelini bronzlaştıran sağınaktasın
sen gamlı göllerin suyunu durultan sığınaktasın
sen yağmurdasın
tıb ki yağmursun
gözlerin yağmur tanesi, parmakların yağmur sicimi
ellerin, ah ak güllere tutunan damla damla ellerin
bana gök bulutun sıcaklığını duyuran berrak ellerin
avuçlarımdaki karınca göçünün üzerine yuvarlanıveren
bütün karıncalarımın canına kıyan, sonra ağlayıveren
gözlerindeki kristal tanelerini ellerime koyan hülyaların
sapsarı bir kafes içinde kızaran yanakların sussun
sen yağmur oluver, dar ikindi uykusususn
sen yağmursun
bırakma beni, sensiz yaşanmaz yalnızlık memlaketinde
kır bütün kafes tahtalarını ayaklan kuru dallarıma
bütün o tozlu yolların kargaşasını dindir
emdir ayaklarımdaki rastgele çizgileri toprağa
inanma, yanaklarımda ark işletmem senin defolup gitmen için
biliyorum, sen yeryüzünün en duygulu dividisin
sayfalar senin ve benim yanaklarım, ince kum taneleri, çamur
kuşların ayak izleri ve ördeklerin ayak perdeleri belirir
vakit tamam, gök gürülder, ekinler devrilir
güllere dökülüver ve yürü git yağmur
(02 Haziran '98, İstanbul, İÜ Ktph.)
Ethem VayvaylıKayıt Tarihi : 25.1.2002 10:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!