Yağmur Gözlü
Akşam kızıllığının rengini alırdı gözlerin seçemezdim.
Güneşin ilk ışıkları rengini sessizce söylerdi,
Buğulu gözlerinin ardındaki rengini.
Günahlarımı lanetlerdim, gizli bahçemde hayalini kurduğumda.
Kelimeler saklı dururdu otobüs duraklarında, susardım.
Oysa, oysa ne söz dizimlerim vardı,
Sana ait...
Güneşin bakışından kıskanırdım,
Bu yüzden bulutları severim ve de yağmurları.
Özlemin bir dua gibiydi sanki,
Ne tövbelere katlandım bilemezsin.
Avuçlarında ki terini hissettiğimde buğulanırdı gözlerim,
Gözyaşlarıma rağmen...
Boynu bükük adımlarımı izlediğimde,
Islanırdı yüzüm, yağmur sanır hüzünlenirdim.
Cok sonra farkına vardığımda,
Masmavi gökyüzünde yağan gözyaşlarımdı.
Gözlerinden utanır sineme çekilirdim,
Yağmur gözlerine sebep.
İsyan türkülerini söylerdim kaldırımlarda,
Gelip geçenin yüzlerinde sana ait bakışlar arardım.
Nafile...
Hiç bir bakış gözlerin kadar sağanak değildi.
Manzumelerini sıralardım ARTOS'a bakarken.
Oysa, sen gittin gideli
İlk defa bu kadar asi ve sitemle bakıyordum ARTOS'a.
İlk defa yakamozları farkediyordum VANGÖLÜN'de.
Kanatlanıp uçan bir Anka kuşunu andırırdı,
Soluksuz izlerdim, acıyan karın ağrılarıma rağmen
Sessizce gidişini.
Gökyüzünün alaşağı edildiği, mahşerimi beklemeliydim,
Sürgünümün tabutsuz yolculuğuyla, sana susamışlığıma nisbet.
Yoksun be yağmurum!
Yoksul bıraktın, yoklamalarda varlığını sürgüne saldın.
Seni de yokluğumun yokuşuna sürmek, fırtına demek.
Şaha kalkmış tayların bozkırında delice koşmak,
Şahinlerin yırtıcılığında av sürmek bana düşer.
Sana uzanıverse ellerim, yüreğime fırtına biçerdin,
Bedenim soyulur, şefkatimi NESİMİ'ye bağışlardım.
Dostlara seni çoban kavalıyla anlatırdım,
Nağmesi sen sözleri suskunluğum...
Sevda dilini konuşacak kadar ürkektim
Ama sevdaya tutulacak kadar cesur ve merttim.
Kayıt Tarihi : 16.8.2003 23:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!