Ayakkabı boyacısına sandıktaki hayalin ekmeği suyudur
Tohumundan sürgün veren toprağa bakacaksın eğer
İzi yolu ezelinden belli insan halkını arıyor soruyorsan
Kar buzulu turnalara uğrak alt yazısız ve bembeyaz
Geceyi uyandıran sabaha çimendeki düşmüş çiye yeşermiş sürgüne
Kendi hikayesine yol açmış çığıra yürek yormuş hevese bakacaksın
Çiçeklenmiş yaprağın tohum toprağına ekinine ırgatına
Gönüldeki sofraya aldaki çağlaya bakacaksın
Unuttuğu saza dönen çığlık ve çalgıları gibi yazın baharın
Hayatın izinde yokuşunda soğuk tipi kar kış demeden
Tabiatıyla katran kaynatan yakıcı sıcağını belki yolda belki uzakta göçebe
Yağmur çiçekleri ve mayıs kuşları kadar papatya sarısına bakacaksın
Ve sonbahar rüzgarlalarına ya vuslat ya da firkatla
Bazan durgun deniz bazan esip gürleyen insan selidir halk
Abuk subuk bir çelenk
ve eni sonu muskacıda üfürükçüde bitmeye değil
İnsani dilediği kin ve düşmanlığıyla sınırlayarak tarikat tasmalısı
Her cinnete kalıbı kalibresi aritmatik uygunlukta yarı çap
Üstüne yazılmış veya eline tutuşturulmuş
Hazır şarjür kiralık hayata yok diyemeyen
Her buyrulana künyesi peşin yazılı azgın sapkınlığın
Ömrü hayatını idraksız iradesizliğe vakfetmiş kapı kulundan ibarete değil
Tokmak değil zil değil kumbara değil cüzdan değil
Beton karma makinası kum süzme eleği kalbur değil kasnak değil
Kayışı kopunca kirişi kırınca elden pırtınca dumanı tütünce değil
Çizgisi topraktan hiç silinmeyen tebeşir rengi seksek oynayan yere bakacaksın
İki taş arası çürümeye terk künyesi okunaksız
Odundan kütükten arta kalan şey değil çelik çomaktır orası
Sınırsız ve hazırlıksız gülümseyişleriyle
Gün olur elleri kınalanır gelin gider
Lorke lorke lorke hanımey kız güzeli çakır dikeni ve gelincik
Gün gelir ağ gelin de inmişmola yaylaya
Ayar ayar seni haktan sorayım altın hızmalısına
Ziyaret çarptı bizi suzan suzi hayretinden hoyrata bakacaksın
Gün gelir hiç bir kanunu kuralı haritası olmayan aşka tutuşur
Makaram kara bağlar loydan
Tozar eliiif elif dertlenir çığırır dağlar yollar iller bucaklar
Susmasız yankılarda kendi mirasını kendine devreden çığlıktır halk
Gün gelir oynar güler sevindirir kendi kendini
Hediyesi armağanı hiç bir yere sığmayan coşkusuyla naciye naciye
Halkı soracaksan sonsuz sınırsız insana bakacaksın dünya kadar eski
Yarın kadar suya toprağa yere göğe ilanihaye
Dün gibi aklımdasın işte dünyasına tutunduğum dallarda
Serçe kışlarıyla ve çırçır böcekleriyle saz ettiğim
Böylece hatır ve hatıraya uslanıp avunarak
Avucumdaki kaysı çekirdekleri
Ocak / 21
Kayıt Tarihi : 9.1.2021 13:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!