Biz şimdi bir gün öncesindeyiz... Sabah çok erken kalkıp, kırlarda
karınca yuvalarına giden bütün toprak yolları ekmek kırıntıları ile döşeyeceğiz... Bu arada belki ellerimiz de birbirine değecek ama
o an sadece gülümseyeceğiz... O kadar işte...
. ,
Biliyoruz., zaman çok hızlı akıp gidecek... Farkına varmayacağız havanın karardığının... Fırsatını bulursak yuvadan bakışlarını uzatan yavru kuşların başlarını okşayıp., onlara koro halinde türkü söylemesini de öğreteceğiz... Ne güzel değil mi...
. ,
Sonra eve gelip bir çilingir sofrası kuracağız kendimize,, şöyle salata-peynir filan... Hafif şeyler yani... Belki kuşlara öğrettiğimiz türküleri bu defa biz söyleriz bir ağızdan... Gece yarısını geçince de yatarız... Yağmur başlayınca yani...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta